Translation meaning & definition of the word "brazen" into Turkish language
Türk diline "brazen" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Brazen
[Pirinç]/brezən/
verb
1. Face with defiance or impudence
- "Brazen it out"
- synonym:
- brazen
1. Meydan okuma veya küstahlıkla yüzleşin
- "Zayıfla onu"
- eşanlamlı:
- pirinç
adjective
1. Unrestrained by convention or propriety
- "An audacious trick to pull"
- "A barefaced hypocrite"
- "The most bodacious display of tourism this side of anaheim"- los angeles times
- "Bald-faced lies"
- "Brazen arrogance"
- "The modern world with its quick material successes and insolent belief in the boundless possibilities of progress"- bertrand russell
- synonym:
- audacious ,
- barefaced ,
- bodacious ,
- bald-faced ,
- brassy ,
- brazen ,
- brazen-faced ,
- insolent
1. Sözleşme veya mülkiyet tarafından sınırlandırılmamıştır
- "Çekmek için cesur bir numara"
- "Açık yüzlü bir ikiyüzlü"
- "Anaheim'in bu yakasında turizmin en bodyak gösterimi" - los angeles times
- "Kehribar yüzlü yalanlar"
- "Küstahça kibir"
- "Hızlı maddi başarıları ve ilerlemenin sınırsız olanaklarına küstah inancıyla modern dünya" - bertrand russell
- eşanlamlı:
- cesur ,
- yüzsüz ,
- doğurgan ,
- yüzü kızarmadan ,
- sırnaşık ,
- pirinç ,
- saygısız
2. Made of or resembling brass (as in color or hardness)
- synonym:
- brazen
2. Pirinçten yapılmış veya pirinç benzeri (renk veya sertlik gibi)
- eşanlamlı:
- pirinç
Examples of using
His brazen act of defiance almost cost him his life.
Onun yüzsüzce meydan okuma hareketi neredeyse hayatına mal oluyordu.