Translation meaning & definition of the word "brave" into Turkish language
Türk diline "cesur" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Brave
[Cesur]/brev/
noun
1. A north american indian warrior
- synonym:
- brave
1. Kuzey amerikalı bir kızılderili savaşçısı
- eşanlamlı:
- cesur
2. People who are brave
- "The home of the free and the brave"
- synonym:
- brave
2. Cesur insanlar var
- "Özgür ve cesurların evi"
- eşanlamlı:
- cesur
verb
1. Face and withstand with courage
- "She braved the elements"
- synonym:
- weather ,
- endure ,
- brave ,
- brave out
1. Yüz ve cesaretle dayan
- "Etemenleri cesurlaştırdı"
- eşanlamlı:
- hava durumu ,
- tahammül etmek ,
- cesur ,
- cesurca dışarı
adjective
1. Possessing or displaying courage
- Able to face and deal with danger or fear without flinching
- "Familiarity with danger makes a brave man braver but less daring"- herman melville
- "A frank courageous heart...triumphed over pain"- william wordsworth
- "Set a courageous example by leading them safely into and out of enemy-held territory"
- synonym:
- brave ,
- courageous
1. Cesaret sahibi olmak veya sergilemek
- Yüzmeden tehlike veya korku ile yüzleşebilir ve başa çıkabilir
- "Tehlikeye aşinalık cesur bir adamı daha cesur ama daha az cüretkar yapar" - herman melville
- "Açık yürekli bir yürek...acıya karşı geldi" - william wordsworth
- "Düşmanın elindeki bölgeye güvenli bir şekilde girip çıkarak cesur bir örnek oluşturun"
- eşanlamlı:
- cesur
2. Invulnerable to fear or intimidation
- "Audacious explorers"
- "Fearless reporters and photographers"
- "Intrepid pioneers"
- synonym:
- audacious ,
- brave ,
- dauntless ,
- fearless ,
- hardy ,
- intrepid ,
- unfearing
2. Korkuya veya korkutmaya karşı savunmasız
- "Sesli kaşifler"
- "Korkusuz muhabirler ve fotoğrafçılar"
- "Intrepid öncüleri"
- eşanlamlı:
- cesur ,
- korkusuz ,
- hardy ,
- korkmayan
3. Brightly colored and showy
- "Girls decked out in brave new dresses"
- "Brave banners flying"
- "`braw' is a scottish word"
- "A dress a bit too gay for her years"
- "Birds with gay plumage"
- synonym:
- brave ,
- braw ,
- gay
3. Parlak renkli ve gösterişli
- "Kızlar cesur yeni elbiselerle süslendi"
- "Cesur afişler uçuyor"
- "`braw' i̇skoçça bir kelime"
- "Yılları için biraz fazla gay bir elbise"
- "Eşcinsel tüylü kuşlar"
- eşanlamlı:
- cesur ,
- kavga ,
- gay
Examples of using
If you hadn't been so brave, you'd probably have been killed.
Böylesine cesur olmasaydın, muhtemelen ölmüş olurdun.
You're a brave man.
Sen cesur bir adamsın.
You're a brave woman.
Sen cesur bir kadınsın.