Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "brass" into Turkish language

Türk diline "pirinç" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Brass

[Pirinç]
/bræs/

noun

1. An alloy of copper and zinc

    synonym:
  • brass

1. Bakır ve çinko alaşımı

    eşanlamlı:
  • pirinç

2. A wind instrument that consists of a brass tube (usually of variable length) that is blown by means of a cup-shaped or funnel-shaped mouthpiece

    synonym:
  • brass
  • ,
  • brass instrument

2. Fincan şeklinde veya huni şeklinde bir ağızlık vasıtasıyla üflenen pirinç bir borudan (genellikle değişken uzunlukta) oluşan bir üfleme aleti

    eşanlamlı:
  • pirinç
  • ,
  • pirinç enstrüman

3. The persons (or committees or departments etc.) who make up a body for the purpose of administering something

  • "He claims that the present administration is corrupt"
  • "The governance of an association is responsible to its members"
  • "He quickly became recognized as a member of the establishment"
    synonym:
  • administration
  • ,
  • governance
  • ,
  • governing body
  • ,
  • establishment
  • ,
  • brass
  • ,
  • organization
  • ,
  • organisation

3. Bir şeyi yönetmek amacıyla bir organı oluşturan kişiler (veya komiteler veya bölümler vb.)

  • "Mevcut yönetimin yozlaşmış olduğunu iddia ediyor"
  • "Bir derneğin yönetimi üyelerine karşı sorumludur"
  • "Hızlı bir şekilde kuruluşun bir üyesi olarak tanındı"
    eşanlamlı:
  • idare
  • ,
  • yönetim
  • ,
  • yönetim kurulu
  • ,
  • kuruluş
  • ,
  • pirinç
  • ,
  • organizasyon

4. Impudent aggressiveness

  • "I couldn't believe her boldness"
  • "He had the effrontery to question my honesty"
    synonym:
  • boldness
  • ,
  • nerve
  • ,
  • brass
  • ,
  • face
  • ,
  • cheek

4. Arsız saldırganlık

  • "Onun cesaretine inanamadım"
  • "Dürüstlüğümü sorgulamak için büyük bir sıkıntı yaşadı"
    eşanlamlı:
  • cesaret
  • ,
  • sinir
  • ,
  • pirinç
  • ,
  • yüz
  • ,
  • yanak

5. An ornament or utensil made of brass

    synonym:
  • brass

5. Pirinçten yapılmış bir süs veya alet

    eşanlamlı:
  • pirinç

6. The section of a band or orchestra that plays brass instruments

    synonym:
  • brass section
  • ,
  • brass

6. Bir bando veya orkestranın pirinç enstrümanlar çalan bölümü

    eşanlamlı:
  • pirinç bölümü
  • ,
  • pirinç

7. A memorial made of brass

    synonym:
  • brass
  • ,
  • memorial tablet
  • ,
  • plaque

7. Pirinçten yapılmış bir anıt

    eşanlamlı:
  • pirinç
  • ,
  • anıt tablet
  • ,
  • plaka

Examples of using

There was a brass quintet playing in the lobby of the hotel.
Otelin lobisinde çalan beş kişilik bir bando vardı.
He belongs to the brass band.
O, bandoya üyedir.
I like my old brass tea pot.
Prinçten yapılmış eski çaydanlığımı seviyorum.