Translation meaning & definition of the word "bounty" into Turkish language
Türk diline "ödül" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Bounty
[Ödül]/baʊnti/
noun
1. Payment or reward (especially from a government) for acts such as catching criminals or killing predatory animals or enlisting in the military
- synonym:
- bounty ,
- premium
1. Suçluları yakalamak veya yırtıcı hayvanları öldürmek veya orduya katılmak gibi eylemler için ödeme veya ödül (özellikle bir hükümetten)
- eşanlamlı:
- ödül ,
- prim
2. The property of copious abundance
- synonym:
- amplitude ,
- bountifulness ,
- bounty
2. Bol bolluğun özelliği
- eşanlamlı:
- genişlik ,
- cömertlik ,
- ödül
3. Generosity evidenced by a willingness to give freely
- synonym:
- bounty ,
- bounteousness
3. Cömertlik, özgürce verme isteği ile kanıtlandı
- eşanlamlı:
- ödül ,
- cömertlik
4. A ship of the british navy
- In 1789 part of the crew mutinied against their commander william bligh and set him afloat in an open boat
- synonym:
- Bounty ,
- H.M.S. Bounty
4. İngiliz donanmasının bir gemisi
- 1789 yılında mürettebatın bir kısmı, komutanları william bligh'e karşı ayaklandı ve onu açık bir teknede yüzdürdü
- eşanlamlı:
- Ödül ,
- HMS. Ödül
Examples of using
Tom always dreamed of becoming a bounty hunter.
Tom her zaman bir kelle avcısı olmayı hayal etti.
Tom thought that Mary would make a good bounty hunter.
Tom Mary'nin iyi bir kelle avcısı olacağını söyledi.