Translation meaning & definition of the word "bosom" into Turkish language
Türk diline "bosom" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Bosom
[Göğüs]noun
1. The chest considered as the place where secret thoughts are kept
- "His bosom was bursting with the secret"
- synonym:
- bosom
1. Göğüs, gizli düşüncelerin tutulduğu yer olarak kabul edilir
- "Boğazı sırla patlıyordu"
- eşanlamlı:
- göğüs
2. A person's breast or chest
- synonym:
- bosom
2. Bir kişinin göğsü veya göğsü
- eşanlamlı:
- göğüs
3. Cloth that covers the chest or breasts
- synonym:
- bosom
3. Göğüs veya göğüsleri kaplayan bez
- eşanlamlı:
- göğüs
4. A close affectionate and protective acceptance
- "His willing embrace of new ideas"
- "In the bosom of the family"
- synonym:
- embrace ,
- bosom
4. Yakın bir sevgi ve koruyucu kabul
- "Yeni fikirleri istekli kucaklaması"
- "Ailenin bağrında"
- eşanlamlı:
- kucaklamak ,
- göğüs
5. The locus of feelings and intuitions
- "In your heart you know it is true"
- "Her story would melt your bosom"
- synonym:
- heart ,
- bosom
5. Duyguların ve sezgilerin yeri
- "Kalbinde bunun doğru olduğunu biliyorsun"
- "Hikayesi senin göğsünü eritebilir"
- eşanlamlı:
- yürek ,
- göğüs
6. Either of two soft fleshy milk-secreting glandular organs on the chest of a woman
- synonym:
- breast ,
- bosom ,
- knocker ,
- boob ,
- tit ,
- titty
6. Bir kadının göğsündeki iki yumuşak etli süt salgılayan glandüler organdan herhangi biri
- eşanlamlı:
- göğüs ,
- nakavt ,
- ahmak ,
- vuruş ,
- göğüslü
verb
1. Hide in one's bosom
- "She bosomed his letters"
- synonym:
- bosom
1. Birinin koynunda saklan
- "Resimlerini bozdu"
- eşanlamlı:
- göğüs
2. Squeeze (someone) tightly in your arms, usually with fondness
- "Hug me, please"
- "They embraced"
- "He hugged her close to him"
- synonym:
- embrace ,
- hug ,
- bosom ,
- squeeze
2. Kollarınızda sıkıca sıkın (birini), genellikle düşkünlükle
- "Kalçala beni, lütfen"
- "Kapıştılar" demek"
- "Ona yakın sarıldı"
- eşanlamlı:
- kucaklamak ,
- sarılma ,
- göğüs ,
- sıkmak