I don't want to bore you.
Canını sıkmak istemiyorum.
I don't want to bore you.
Canını sıkmak istemiyorum.
I don't want to bore you.
Canını sıkmak istemiyorum.
I don't want to bore you.
Canını sıkmak istemiyorum.
I don't want to bore you by repeating things you already know.
Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak canını sıkmak istemiyorum.
The pastor's sermons may bore you, but they are morally edifying.
Papazın vaazları sizi sıkabilir ama ahlaki açıdan eğiticidir.
To be honest, his talks are always a bore.
Dürüst olmak gerekirse konuşmaları her zaman sıkıcıdır.
What a bore.
Ne sıkıcı bir şey.
Her efforts bore fruit.
Çabaları meyvesini verdi.
His wife bore him two daughters and a son.
Karısı ona iki kız ve bir erkek çocuk doğurdu.
I bore this trial.
Bu denemeyi ben sıktım.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.