Translation meaning & definition of the word "booth" into Turkish language
Türk diline "piş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Booth
[Kabin]/buθ/
noun
1. A table (in a restaurant or bar) surrounded by two high-backed benches
- synonym:
- booth
1. Bir masa (bir restoranda veya barda) iki yüksek sırtlı bankla çevrili
- eşanlamlı:
- kabin
2. Small area set off by walls for special use
- synonym:
- booth ,
- cubicle ,
- stall ,
- kiosk
2. Özel kullanım için duvarlarla ayrılmış küçük alan
- eşanlamlı:
- kabin ,
- odacık ,
- stand ,
- köşk
3. United states actor and assassin of president lincoln (1838-1865)
- synonym:
- Booth ,
- John Wilkes Booth
3. Amerika birleşik devletleri başkanı lincoln (1838-1865) aktör ve suikastçı
- eşanlamlı:
- Kabin ,
- John Wilkes Booth'un
4. A small shop at a fair
- For selling goods or entertainment
- synonym:
- booth
4. Bir fuarda küçük bir dükkan
- Mal veya eğlence satmak için
- eşanlamlı:
- kabin
Examples of using
Tom was sitting alone in a corner booth, eating his lunch.
Tom bir köşe standında yalnız oturuyordu, öğle yemeğini yiyordu.
Where's the nearest telephone booth?
En yakın telefon kulübesi nerededir?
Where's the ticket booth?
Bilet standı nerede?