Translation meaning & definition of the word "book" into Turkish language
Türk diline "kitap" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Book
[Kitap]noun
1. A written work or composition that has been published (printed on pages bound together)
- "I am reading a good book on economics"
- synonym:
- book
1. Yayınlanmış yazılı bir eser veya kompozisyon (birine bağlı sayfalarda basılmıştır)
- "Ekonomi üzerine güzel bir kitap okuyorum"
- eşanlamlı:
- kitap
2. Physical objects consisting of a number of pages bound together
- "He used a large book as a doorstop"
- synonym:
- book ,
- volume
2. Birbirine bağlı birkaç sayfadan oluşan fiziksel nesneler
- "Büyük bir kitabı kapı durağı olarak kullandı"
- eşanlamlı:
- kitap ,
- hacim
3. A compilation of the known facts regarding something or someone
- "Al smith used to say, `let's look at the record'"
- "His name is in all the record books"
- synonym:
- record ,
- record book ,
- book
3. Bir şeyle veya biriyle ilgili bilinen gerçeklerin bir derlemesi
- "Al smith derdi ki, `kayıta bakalım'"
- "Adı bütün plak kitaplarında var"
- eşanlamlı:
- kayıt ,
- kayıt defteri ,
- kitap
4. A written version of a play or other dramatic composition
- Used in preparing for a performance
- synonym:
- script ,
- book ,
- playscript
4. Bir oyunun veya başka bir dramatik kompozisyonun yazılı bir versiyonu
- Bir performansa hazırlanmak için kullanılır
- eşanlamlı:
- senaryo ,
- kitap ,
- piyes taslağı
5. A record in which commercial accounts are recorded
- "They got a subpoena to examine our books"
- synonym:
- ledger ,
- leger ,
- account book ,
- book of account ,
- book
5. Ticari hesapların kaydedildiği bir kayıt
- "Kitaplarımızı incelemek için mahkeme celbi aldılar"
- eşanlamlı:
- defter ,
- zenci ,
- hesap defteri ,
- kitap
6. A collection of playing cards satisfying the rules of a card game
- synonym:
- book
6. Bir kart oyununun kurallarını karşılayan bir oyun kartı koleksiyonu
- eşanlamlı:
- kitap
7. A collection of rules or prescribed standards on the basis of which decisions are made
- "They run things by the book around here"
- synonym:
- book ,
- rule book
7. Kararların alındığı temele dayanan kurallar veya öngörülen standartlar topluluğu
- "Buralarda bir şeyleri kitaba göre yürütüyorlar"
- eşanlamlı:
- kitap ,
- kural kitabı
8. The sacred writings of islam revealed by god to the prophet muhammad during his life at mecca and medina
- synonym:
- Koran ,
- Quran ,
- al-Qur'an ,
- Book
8. Mekke ve medine'de yaşadığı dönemde allah'ın peygamber muhammed'e ifşa ettiği i̇slam'ın kutsal yazıları
- eşanlamlı:
- Kuran ,
- el-Kur'an ,
- Kitap
9. The sacred writings of the christian religions
- "He went to carry the word to the heathen"
- synonym:
- Bible ,
- Christian Bible ,
- Book ,
- Good Book ,
- Holy Scripture ,
- Holy Writ ,
- Scripture ,
- Word of God ,
- Word
9. Hristiyan dinlerinin kutsal yazıları
- "Söz'ü putperestliğe taşımaya gitti"
- eşanlamlı:
- İncil ,
- Hıristiyan İncil ,
- Kitap ,
- İyi Kitap ,
- Kutsal Kitap ,
- Kutsal Yazı ,
- Yazı ,
- Tanrı Sözü ,
- Kelime
10. A major division of a long written composition
- "The book of isaiah"
- synonym:
- book
10. Uzun bir yazılı kompozisyonun önemli bir bölümü
- "İşaya kitabı"
- eşanlamlı:
- kitap
11. A number of sheets (ticket or stamps etc.) bound together on one edge
- "He bought a book of stamps"
- synonym:
- book
11. Bir kenarda birbirine bağlı bir dizi yaprak (bilet veya pul vb.)
- "Bir pul kitabı satın aldı"
- eşanlamlı:
- kitap
verb
1. Engage for a performance
- "Her agent had booked her for several concerts in tokyo"
- synonym:
- book
1. Bir performansa katılın
- "Amanisi onu tokyo'da birkaç konser için rezerve etmişti"
- eşanlamlı:
- kitap
2. Arrange for and reserve (something for someone else) in advance
- "Reserve me a seat on a flight"
- "The agent booked tickets to the show for the whole family"
- "Please hold a table at maxim's"
- synonym:
- reserve ,
- hold ,
- book
2. Önceden düzenleyin ve rezerve edin (başka biri için bir şey)
- "Bana uçuşta yer ayır"
- "Mesajcı tüm aile için gösteriye bilet ayırttı"
- "Lütfen maxim'de bir masa tutun"
- eşanlamlı:
- rezerv ,
- tutma ,
- kitap
3. Record a charge in a police register
- "The policeman booked her when she tried to solicit a man"
- synonym:
- book
3. Bir polis kaydına bir ücret kaydedin
- "Polis, bir erkek istemeye çalıştığında onu rezerve etti"
- eşanlamlı:
- kitap
4. Register in a hotel booker
- synonym:
- book
4. Bir otel bahisçisine kaydolun
- eşanlamlı:
- kitap