Examples of using
I was just blowing off steam.
Sadece içimi döküp rahatlıyordum.
You're blowing it.
Onu berbat ediyorsun.
With this cool autumn wind blowing, we can feel the change of season.
Bu soğuk sonbahar rüzgarının esmesiyle mevsimin değiştiğini hissedebiliyoruz.
The girl is blowing bubbles.
Kız kabarcıkları üflüyor.
The cold wind is blowing from the sea.
Denizden soğuk rüzgar esiyor.
There was a cold wind blowing from the north.
Kuzeyden esen soğuk bir rüzgar vardı.
The wind is blowing from the north.
Rüzgar kuzeyden esiyor.
The wind is blowing from the east.
Rüzgar doğudan esiyor.
The wind is blowing from the west.
Rüzgar batıdan esiyor.
The wind is blowing.
Rüzgar esiyor.
The wind was blowing violently, and to make matters worse, it began raining.
Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
The wind is blowing hard.
Rüzgar sert esiyor.
It's blowing hard.
Sert esiyor.
The wind is blowing hard now.
Rüzgar şimdi sert esiyor.
The children are blowing bubbles.
Çocuklar kabarcıklar üflüyor.
The wild wind was blowing.
Vahşi rüzgar esiyordu.
A gentle wind was blowing.
Nazik bir rüzgar esiyordu.
A gentle wind is blowing.
Yumuşak bir rüzgar esiyor.
A hard wind is blowing.
Sert bir rüzgar esiyor.
Rose was blowing bubbles.
Rose hava kabarcıkları üflüyordu.
