Translation meaning & definition of the word "blood" into Turkish language
Türk diline "kan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Blood
[Kan bağı]/bləd/
noun
1. The fluid (red in vertebrates) that is pumped through the body by the heart and contains plasma, blood cells, and platelets
- "Blood carries oxygen and nutrients to the tissues and carries away waste products"
- "The ancients believed that blood was the seat of the emotions"
- synonym:
- blood
1. Vücuttan kalp tarafından pompalanan ve plazma, kan hücreleri ve trombositler içeren sıvı ( omurgalılarda kırmızı)
- "Kan, dokulara oksijen ve besin taşır ve atık ürünleri taşır"
- "Eski insanlar kanın duyguların yeri olduğuna inanıyorlardı"
- eşanlamlı:
- kan bağı
2. Temperament or disposition
- "A person of hot blood"
- synonym:
- blood
2. Mizaç veya düzen
- "Sıcak kan bir kişi"
- eşanlamlı:
- kan bağı
3. A dissolute man in fashionable society
- synonym:
- rake ,
- rakehell ,
- profligate ,
- rip ,
- blood ,
- roue
3. Modaya uygun toplumda ahlaksız bir adam
- eşanlamlı:
- taramak ,
- rakehell ,
- müsrif ,
- yırtmak ,
- kan bağı ,
- çapkın
4. The descendants of one individual
- "His entire lineage has been warriors"
- synonym:
- lineage ,
- line ,
- line of descent ,
- descent ,
- bloodline ,
- blood line ,
- blood ,
- pedigree ,
- ancestry ,
- origin ,
- parentage ,
- stemma ,
- stock
4. Bir bireyin torunları
- "Tüm soyu savaşçıydı"
- eşanlamlı:
- nesil ,
- çizgi ,
- iniş çizgisi ,
- iniş ,
- kan hattı ,
- kan bağı ,
- cins ,
- atalar ,
- asıl ,
- ebeveynlik ,
- gövde ,
- stok
5. People viewed as members of a group
- "We need more young blood in this organization"
- synonym:
- blood
5. İnsanlar bir grubun üyesi olarak görülüyor
- "Bu organizasyonda daha fazla genç kana ihtiyacımız var"
- eşanlamlı:
- kan bağı
verb
1. Smear with blood, as in a hunting initiation rite, where the face of a person is smeared with the blood of the kill
- synonym:
- blood
1. Bir avlanma başlatma ayininde olduğu gibi, bir kişinin yüzünün öldürmenin kanıyla bulaştığı kanla bulaş
- eşanlamlı:
- kan bağı
Examples of using
Tom noticed blood on the carpet.
Tom halı üzerinde kan fark etti.
Tom has been coughing up the blood.
Tom kan öksürüyor.
Tom checks his blood pressure once a week.
Tom haftada bir kez kan basıncını kontrol eder.