Tom was able to park a half a block away from the concert hall.
Tom konser salonundan yarım blok öteye park edebildi.
Tom circled the block looking for a place to park.
Tom park edecek bir yer bulmak için bloğun etrafını dolaştı.
Such a person will often go a block out of his way to avoid meeting a person of the opposite sex.
Böyle bir kişi, karşı cinsten bir kişiyle tanışmamak için genellikle yolundan bir blok öteye gider.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
Sanal belleğin hemen hemen tüm uygulamaları, bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; sayfa, bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.
Maskeler polenden bile daha küçük olan sarı kum tozunu ne kadar iyi engelleyebilir? Polenden çok daha fazla baş belası olduğunu düşünüyorum.
They live in our block.
Bizim bloğumuzda yaşıyorlar.
He quickly made friends with the new boy on the block.
Bloktaki yeni çocukla kısa sürede arkadaş oldu.
She lives a block away and her name is Susan.
Bir blok ötede yaşıyor ve adı Susan.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.