Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "blessed" into Turkish language

Türk diline "kutsanmış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Blessed

[Mübarek]
/blɛst/

adjective

1. Highly favored or fortunate (as e.g. by divine grace)

  • "Our blessed land"
  • "The blessed assurance of a steady income"
    synonym:
  • blessed
  • ,
  • blest

1. Çok tercih edilen veya şanslı (örneğin ilahi lütuf)

  • "Bizim kutsanmış topraklarımız"
  • "Kalıcı bir gelirin mübarek güvencesi"
    eşanlamlı:
  • mübarek

2. Worthy of worship

  • "The blessed trinity"
    synonym:
  • Blessed

2. Ibadete layık

  • "Müteşru üçlü"
    eşanlamlı:
  • Mübarek

3. Expletives used informally as intensifiers

  • "He's a blasted idiot"
  • "It's a blamed shame"
  • "A blame cold winter"
  • "Not a blessed dime"
  • "I'll be damned (or blessed or darned or goddamned) if i'll do any such thing"
  • "He's a damn (or goddam or goddamned) fool"
  • "A deuced idiot"
  • "An infernal nuisance"
    synonym:
  • blasted
  • ,
  • blame
  • ,
  • blamed
  • ,
  • blessed
  • ,
  • damn
  • ,
  • damned
  • ,
  • darned
  • ,
  • deuced
  • ,
  • goddam
  • ,
  • goddamn
  • ,
  • goddamned
  • ,
  • infernal

3. Yoğunlaştırıcı olarak gayri resmi olarak kullanılan ekspletifler

  • "O patlamış bir aptal"
  • "Bu suçlanan bir utanç"
  • "Soğuk kış suçlaması"
  • "Mübarek bir kuruş değil"
  • "Böyle bir şey yaparsam lanetleneceğim (ya da kutsanacağım ya da lanetleneceğim ya da lanetleneceğim)"
  • "O lanet olası (ya da lanet olası) bir aptal"
  • "Faydalı bir aptal"
  • "Cennet sıkıntısı"
    eşanlamlı:
  • patlamış
  • ,
  • suçlama
  • ,
  • suçlanmış
  • ,
  • mübarek
  • ,
  • lanet etmek
  • ,
  • lanet olası
  • ,
  • belâ
  • ,
  • yüceltilmiş
  • ,
  • kahrolası
  • ,
  • şeytani

4. Roman catholic

  • Proclaimed one of the blessed and thus worthy of veneration
    synonym:
  • beatified
  • ,
  • blessed

4. Roma katoliği

  • Kutsanmış ve böylece hürmet layık biri ilan edildi
    eşanlamlı:
  • dövülmüş
  • ,
  • mübarek

5. Enjoying the bliss of heaven

    synonym:
  • blessed

5. Cennetin mutluluğunun tadını çıkarırken

    eşanlamlı:
  • mübarek

6. Characterized by happiness and good fortune

  • "A blessed time"
    synonym:
  • blessed

6. Mutluluk ve iyi şans ile karakterize edilir

  • "Mutlu bir zaman"
    eşanlamlı:
  • mübarek

Examples of using

I'm blessed.
Ben kutsalım.
I am blessed with good health.
Ben iyi sağlık için kutsandım.
The priest blessed the newly built church.
Rahip yeni yapılan kiliseyi kutsadı.