Translation meaning & definition of the word "bleeding" into Turkish language

noun

1. The flow of blood from a ruptured blood vessel

synonym:
• bleeding
,
• hemorrhage
,
• haemorrhage

1. Yırtılmış bir kan damarından kan akışı

eşanlamlı:
• kanama

Examples of using

Tom lay bleeding on the floor.

Tom yerde kan ağlayarak yatıyordu.

Tom didn't realize his nose was bleeding.

Tom burnunun kanadığını fark etmedi.

You're nose is bleeding.

Burnun kanıyor.

My heart is bleeding.

Kalbim kanıyor.

I've managed to stop the bleeding.

Kanamayı durdurabildim.

Tom is bleeding internally.

Tom'un iç kanaması var.

Tom's leg is bleeding.

Tom'un bacağı kanıyor.

Tom was bleeding.

Tom kan kaybediyordu.

Tom isn't bleeding.

Tom kan kaybetmiyor.

You aren't bleeding.

Kan kaybetmiyorsun.

You're not bleeding.

Sen kan kaybetmiyorsun.

Tom is bleeding.

Tom kan kaybediyor.

I cannot stop the bleeding.

Kanamayı durduramam.

Tom cut his finger and it's bleeding pretty badly.

Tom parmağını kesti ve oldukça kötü kanıyor.

The dog is bleeding.

Köpek kan kaybediyor.

His nose is bleeding.

Burnu kanıyor.

His nose is bleeding.

Onun burnu kanıyor.

Her nose is bleeding.

Onun burnu kanıyor.

My nose is bleeding.

Burnum kanıyor.

A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding.

Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.