Translation meaning & definition of the word "bleed" into Turkish language
Türk diline "hile" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Bleed
[Kan almak]/blid/
verb
1. Lose blood from one's body
- synonym:
- shed blood ,
- bleed ,
- hemorrhage
1. Birinin vücudundan kan kaybetmesi
- eşanlamlı:
- kan dökmek ,
- kan almak ,
- kanama
2. Draw blood
- "In the old days, doctors routinely bled patients as part of the treatment"
- synonym:
- bleed ,
- leech ,
- phlebotomize ,
- phlebotomise
2. Kan almak
- "Eski günlerde, doktorlar rutin olarak hastaların tedavisinin bir parçası olarak kanar"
- eşanlamlı:
- kan almak ,
- sülük ,
- flebotomi uygulamak
3. Get or extort (money or other possessions) from someone
- "They bled me dry--i have nothing left!"
- synonym:
- bleed
3. Birinden (para veya diğer eşyalar) alın veya zorla alın
- "Beni kuru tuttular - hiçbir şeyim kalmadı!"
- eşanlamlı:
- kan almak
4. Be diffused
- "These dyes and colors are guaranteed not to run"
- synonym:
- run ,
- bleed
4. Dağılmak
- "Bu boyaların ve renklerin çalışmaması garanti edilir"
- eşanlamlı:
- koşmak ,
- kan almak
5. Drain of liquid or steam
- "Bleed the radiators"
- "The mechanic bled the engine"
- synonym:
- bleed
5. Sıvı veya buhar boşaltımı
- "Radyatörleri kanama"
- "Motoru tamirci karıştırdı"
- eşanlamlı:
- kan almak
Examples of using
Your voice makes my ears bleed!
Sesin kulaklarımı kanatıyor!
You won't bleed to death.
Kan kaybından ölmeyeceksin.
If we leave him, he'll bleed to death.
Onu bırakırsak, kanamadan ölür.