Translation meaning & definition of the word "blazing" into Turkish language
Türk diline "blazing" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Blazing
[Yanan]/blezɪŋ/
noun
1. A strong flame that burns brightly
- "The blaze spread rapidly"
- synonym:
- blaze ,
- blazing
1. Parlak yanan güçlü bir alev
- "Yangın hızla yayıldı"
- eşanlamlı:
- tutuşmak ,
- yanan
adjective
1. Shining intensely
- "The blazing sun"
- "Blinding headlights"
- "Dazzling snow"
- "Fulgent patterns of sunlight"
- "The glaring sun"
- synonym:
- blazing ,
- blinding ,
- dazzling ,
- fulgent ,
- glaring ,
- glary
1. Yoğun bir şekilde parlıyor
- "Yanan güneş"
- "Kör farlar" dır"
- "Göz kamaştırıcı kar"
- "Tam güneş ışığı"
- "Göz kamaştırıcı güneş"
- eşanlamlı:
- yanan ,
- körleştiren ,
- göz kamaştırıcı ,
- görkemli ,
- parlak ,
- glay
2. Without any attempt at concealment
- Completely obvious
- "Blatant disregard of the law"
- "A blatant appeal to vanity"
- "A blazing indiscretion"
- synonym:
- blatant ,
- blazing ,
- conspicuous
2. Herhangi bir gizleme girişimi olmadan
- Tamamen açık
- "Yasaları apaçık göz ardı etmek"
- "Kibirliliğe bariz bir itiraz"
- "Yanıltıcı bir kararsızlık"
- eşanlamlı:
- bariz ,
- yanan ,
- göze çarpan