Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "blank" into Turkish language

Türk diline "boş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Blank

[Boş]
/blæŋk/

noun

1. A blank character used to separate successive words in writing or printing

  • "He said the space is the most important character in the alphabet"
    synonym:
  • space
  • ,
  • blank

1. Yazı veya baskıda birbirini takip eden kelimeleri ayırmak için kullanılan boş bir karakter

  • "Uzayın alfabedeki en önemli karakter olduğunu söyledi"
    eşanlamlı:
  • uzay
  • ,
  • boş

2. A blank gap or missing part

    synonym:
  • lacuna
  • ,
  • blank

2. Boş bir boşluk veya eksik bir parça

    eşanlamlı:
  • eksiklik
  • ,
  • boş

3. A piece of material ready to be made into something

    synonym:
  • blank

3. Bir şeye dönüştürülmeye hazır bir malzeme parçası

    eşanlamlı:
  • boş

4. A cartridge containing an explosive charge but no bullet

    synonym:
  • blank
  • ,
  • dummy
  • ,
  • blank shell

4. Patlayıcı yüklü ama mermi içermeyen bir kartuş

    eşanlamlı:
  • boş
  • ,
  • sahte
  • ,
  • boş kabuk

verb

1. Keep the opposing (baseball) team from winning

    synonym:
  • blank

1. Rakip takımın (beyzbol) kazanmasını engelleyin

    eşanlamlı:
  • boş

adjective

1. (of a surface) not written or printed on

  • "Blank pages"
  • "Fill in the blank spaces"
  • "A clean page"
  • "Wide white margins"
    synonym:
  • blank
  • ,
  • clean
  • ,
  • white

1. (yüzeyin) üzerine yazılmamış veya basılmamış

  • "Boş sayfalar"
  • "Boş alanları doldur"
  • "Temiz bir sayfa"
  • "Geniş beyaz kenar boşlukları"
    eşanlamlı:
  • boş
  • ,
  • temiz
  • ,
  • beyaz

2. Void of expression

  • "A blank stare"
    synonym:
  • blank
  • ,
  • vacuous

2. Ifade boşluğu

  • "Boş bir bakış"
    eşanlamlı:
  • boş

3. Not charged with a bullet

  • "A blank cartridge"
    synonym:
  • blank

3. Kurşunla suçlanmadı

  • "Boş bir kartuş"
    eşanlamlı:
  • boş

Examples of using

Tom continued staring at the blank screen.
Tom boş ekrana bakmaya devam etti.
Tom stared at the blank computer screen.
Tom boş bilgisayar ekranına baktı.
Tom stared at Mary with a blank expression.
Tom boş bir ifade ile Mary'ye baktı.