Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "bird" into Turkish language

Türk diline "kuş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Bird

[Kuş]
/bərd/

noun

1. Warm-blooded egg-laying vertebrates characterized by feathers and forelimbs modified as wings

    synonym:
  • bird

1. Kanatlar olarak modifiye edilmiş tüyler ve ön ayaklarla karakterize edilen sıcakkanlı yumurta yumurtlayan omurgalılar

    eşanlamlı:
  • kuş

2. The flesh of a bird or fowl (wild or domestic) used as food

    synonym:
  • bird
  • ,
  • fowl

2. Yiyecek olarak kullanılan bir kuş veya kümes hayvanının (vahşi veya evcil) eti

    eşanlamlı:
  • kuş
  • ,
  • fowl

3. Informal terms for a (young) woman

    synonym:
  • dame
  • ,
  • doll
  • ,
  • wench
  • ,
  • skirt
  • ,
  • chick
  • ,
  • bird

3. Bir (genç) kadın için resmi olmayan terimler

    eşanlamlı:
  • hanım
  • ,
  • oyuncak bebek
  • ,
  • kız
  • ,
  • etek
  • ,
  • piliç
  • ,
  • kuş

4. A cry or noise made to express displeasure or contempt

    synonym:
  • boo
  • ,
  • hoot
  • ,
  • Bronx cheer
  • ,
  • hiss
  • ,
  • raspberry
  • ,
  • razzing
  • ,
  • razz
  • ,
  • snort
  • ,
  • bird

4. Hoşnutsuzluk ya da aşağılama ifade etmek için yapılan bir çığlık ya da gürültü

    eşanlamlı:
  • yuhalamak
  • ,
  • yuh
  • ,
  • Bronx tezahüratı
  • ,
  • tıslamak
  • ,
  • ahududu
  • ,
  • yağma
  • ,
  • abd
  • ,
  • homurdanmak
  • ,
  • kuş

5. Badminton equipment consisting of a ball of cork or rubber with a crown of feathers

    synonym:
  • shuttlecock
  • ,
  • bird
  • ,
  • birdie
  • ,
  • shuttle

5. Tüy tacı olan mantar veya kauçuk topundan oluşan badminton ekipmanı

    eşanlamlı:
  • badminton topu
  • ,
  • kuş
  • ,
  • kuşçu
  • ,
  • mekik

verb

1. Watch and study birds in their natural habitat

    synonym:
  • bird
  • ,
  • birdwatch

1. Kuşları doğal ortamlarında izleyin ve inceleyin

    eşanlamlı:
  • kuş
  • ,
  • kuş saati

Examples of using

There's a bird on my dad's head.
Orada babamın başında bir kuş var.
Look at this bird I just found.
Az önce bulduğum kuşa bak.
The bird flies.
Kuş uçuyor.