Translation meaning & definition of the word "bill" into Turkish language
Türk diline "bill" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Bill
[Fatura]noun
1. A statute in draft before it becomes law
- "They held a public hearing on the bill"
- synonym:
- bill ,
- measure
1. Yasa haline gelmeden önce taslakta yer alan bir tüzük
- "Hesap üzerinde halka açık bir duruşma düzenlediler"
- eşanlamlı:
- fatura ,
- ölçmek
2. An itemized statement of money owed for goods shipped or services rendered
- "He paid his bill and left"
- "Send me an account of what i owe"
- synonym:
- bill ,
- account ,
- invoice
2. Gönderilen mallar veya verilen hizmetler için borçlu olunan ayrıntılı bir para beyanı
- "Faturasını ödedi ve gitti"
- "Bana borcumun hesabını ver"
- eşanlamlı:
- fatura ,
- hesap
3. A piece of paper money (especially one issued by a central bank)
- "He peeled off five one-thousand-zloty notes"
- synonym:
- bill ,
- note ,
- government note ,
- bank bill ,
- banker's bill ,
- bank note ,
- banknote ,
- Federal Reserve note ,
- greenback
3. Bir parça kağıt para (özellikle bir merkez bankası tarafından verilen)
- "Beş bin zloti notayı soydu"
- eşanlamlı:
- fatura ,
- nota ,
- banknot ,
- banka poliçesi ,
- banker faturası
4. The entertainment offered at a public presentation
- synonym:
- bill
4. Halka açık bir sunumda sunulan eğlence
- eşanlamlı:
- fatura
5. An advertisement (usually printed on a page or in a leaflet) intended for wide distribution
- "He mailed the circular to all subscribers"
- synonym:
- circular ,
- handbill ,
- bill ,
- broadside ,
- broadsheet ,
- flier ,
- flyer ,
- throwaway
5. Geniş bir dağıtım için tasarlanmış bir reklam (genellikle bir sayfaya veya bir broşüre yazdırılır)
- "Tüm abonelere genelgeyi postaladı"
- eşanlamlı:
- dairesel ,
- el ilanı ,
- fatura ,
- borda ,
- sayfa ,
- havacı ,
- broşür ,
- çöp
6. A sign posted in a public place as an advertisement
- "A poster advertised the coming attractions"
- synonym:
- poster ,
- posting ,
- placard ,
- notice ,
- bill ,
- card
6. Halka açık bir yerde reklam olarak yayınlanan bir işaret
- "Gelecek cazibe merkezlerinin reklamını yapan bir poster"
- eşanlamlı:
- poster ,
- gönderme ,
- afiş ,
- uyarı ,
- fatura ,
- kart
7. A list of particulars (as a playbill or bill of fare)
- synonym:
- bill
7. Ayrıntıların bir listesi (oyun kutusu veya ücret faturası olarak)
- eşanlamlı:
- fatura
8. A long-handled saw with a curved blade
- "He used a bill to prune branches off of the tree"
- synonym:
- bill ,
- billhook
8. Kavisli bir bıçakla uzun saplı bir testere
- "Ağaçtan dalları budamak için bir fatura kullandı"
- eşanlamlı:
- fatura ,
- keski
9. A brim that projects to the front to shade the eyes
- "He pulled down the bill of his cap and trudged ahead"
- synonym:
- bill ,
- peak ,
- eyeshade ,
- visor ,
- vizor
9. Gözleri gölgelemek için öne doğru projeksiyon yapan bir ağız
- "Kapağının faturasını indirdi ve öne doğru ilerledi"
- eşanlamlı:
- fatura ,
- tepe ,
- göz farı ,
- vizör ,
- visor
10. Horny projecting mouth of a bird
- synonym:
- beak ,
- bill ,
- neb ,
- nib ,
- pecker
10. Bir kuşun azgın yansıtma ağzı
- eşanlamlı:
- gaga ,
- fatura ,
- çük
verb
1. Demand payment
- "Will i get charged for this service?"
- "We were billed for 4 nights in the hotel, although we stayed only 3 nights"
- synonym:
- charge ,
- bill
1. Talep ödemesi
- "Bu hizmet için ücret alacak mıyım?"
- "Sadece 4 gece kalmamıza rağmen otelde 3 gece faturalandırıldık"
- eşanlamlı:
- şarj ,
- fatura
2. Advertise especially by posters or placards
- "He was billed as the greatest tenor since caruso"
- synonym:
- bill
2. Özellikle posterler veya paneller ile reklam verin
- "Caruso'dan beri en büyük tenor olarak faturalandırıldı"
- eşanlamlı:
- fatura
3. Publicize or announce by placards
- synonym:
- placard ,
- bill
3. Pankartlarla duyurun veya duyurun
- eşanlamlı:
- afiş ,
- fatura