Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "betray" into Turkish language

Türk diline "ihanet" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Betray

[Hıyanet etmek]
/bɪtre/

verb

1. Reveal unintentionally

  • "Her smile betrayed her true feelings"
    synonym:
  • betray
  • ,
  • bewray

1. Istemeden ortaya çıkarmak

  • "Gülüşü gerçek duygularına ihanet etti"
    eşanlamlı:
  • hıyanet etmek
  • ,
  • haykırmak

2. Deliver to an enemy by treachery

  • "Judas sold jesus"
  • "The spy betrayed his country"
    synonym:
  • betray
  • ,
  • sell

2. Hainlikle düşmana teslim etmek

  • "Judas i̇sa'yı sattı"
  • "Spy ülkesine ihanet etti"
    eşanlamlı:
  • hıyanet etmek
  • ,
  • satmak

3. Disappoint, prove undependable to

  • Abandon, forsake
  • "His sense of smell failed him this time"
  • "His strength finally failed him"
  • "His children failed him in the crisis"
    synonym:
  • fail
  • ,
  • betray

3. Hayal kırıklığına uğratmak, güvenilmez olduğunu kanıtlamak

  • Terket, terk
  • "Koku alma duyusu bu sefer onu başarısızlığa uğrattı"
  • "Güçleri sonunda onu başarısızlığa uğrattı"
  • "Çocukları onu krizde başarısızlığa uğrattı"
    eşanlamlı:
  • başarısız
  • ,
  • hıyanet etmek

4. Be sexually unfaithful to one's partner in marriage

  • "She cheats on her husband"
  • "Might her husband be wandering?"
    synonym:
  • cheat on
  • ,
  • cheat
  • ,
  • cuckold
  • ,
  • betray
  • ,
  • wander

4. Evlilikte eşine cinsel olarak sadakatsiz ol

  • "Kocasını aldatıyor"
  • "Kocası dolaşabilir mi?"
    eşanlamlı:
  • aldatmak
  • ,
  • boynuzlamak
  • ,
  • hıyanet etmek
  • ,
  • gezinmek

5. Give away information about somebody

  • "He told on his classmate who had cheated on the exam"
    synonym:
  • denounce
  • ,
  • tell on
  • ,
  • betray
  • ,
  • give away
  • ,
  • rat
  • ,
  • grass
  • ,
  • shit
  • ,
  • shop
  • ,
  • snitch
  • ,
  • stag

5. Birisi hakkında bilgi vermek

  • "Sınava hile karıştıran sınıf arkadaşını anlattı"
    eşanlamlı:
  • kınamak
  • ,
  • ihbar etmek
  • ,
  • hıyanet etmek
  • ,
  • vermek
  • ,
  • sıçan
  • ,
  • çim
  • ,
  • bok
  • ,
  • mağaza
  • ,
  • ispiyoncu
  • ,
  • sap

6. Cause someone to believe an untruth

  • "The insurance company deceived me when they told me they were covering my house"
    synonym:
  • deceive
  • ,
  • betray
  • ,
  • lead astray

6. Çünkü birisi bir gerçeğe inanmıyor

  • "Sigorta şirketi evimi kapladıklarını söylediğinde beni aldattı"
    eşanlamlı:
  • aldatmak
  • ,
  • hıyanet etmek
  • ,
  • yoldan sapmak

Examples of using

I won't betray your trust.
Güvenine ihanet etmeyeceğim.
I won't betray you.
Sana ihanet etmeyeceğim.
I won't betray Tom.
Tom'a ihanet etmeyeceğim.