Translation meaning & definition of the word "besides" into Turkish language

adverb

1. Making an additional point

• Anyway

• "I don't want to go to a restaurant

• Besides, we can't afford it"

• "She couldn't shelter behind him all the time and in any case he wasn't always with her"

synonym:
• besides
,
• in any case

1. Ek bir nokta yapmak

• Her neyse

• "Bir restorana gitmek istemiyorum

• Ayrıca, bunu karşılayamayız"

• "Her zaman onun arkasına sığınamazdı ve her halükarda her zaman yanında değildi"

eşanlamlı:
• üstelik
,
• nasıl olursa olsun

2. In addition

• "He has a mercedes, too"

synonym:
• besides
,
• too
,
• also
,
• likewise
,
• as well

2. Ilaveten

• "Onun da bir mercedes'i var"

eşanlamlı:
• üstelik
,
• çok
,
• ayrıca
,
• aynı şekilde
,
• bile

Examples of using

There was no one in the room besides Tom and Mary.

Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.

It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.

Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.

You're the only person I know besides me who likes medieval music.

Benim dışında orta çağ müziğinden hoşlanan bildiğim tek kişisin.

He speaks two languages besides English.

İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.

All of us went besides him.

Hepimiz onun yanında gittik.

He has no friends besides me.

Benim dışımda hiç arkadaşı yok.

Three of my friends, besides me, were admitted to the bar.

Benim dışımda, üç arkadaşım bara kabul edildi.

Is anyone coming besides your friends?

Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?

That store sells many things besides furniture.

O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır.

There was no one there besides me.

Benim dışımda orada kimse yoktu.

There was no one in the room besides Mary and John.

Mary ve John dışında odada kimse yoktu.

There was no one in the room besides Mary and John.

Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.