Translation meaning & definition of the word "bent" into Turkish language
Türk diline "bent" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Bent
[Bükülmüş]/bɛnt/
noun
1. A relatively permanent inclination to react in a particular way
- "The set of his mind was obvious"
- synonym:
- bent ,
- set
1. Belirli bir şekilde tepki vermek için nispeten kalıcı bir eğilim
- "Aklının seti açıktı"
- eşanlamlı:
- bükülmüş ,
- set
2. Grass for pastures and lawns especially bowling and putting greens
- synonym:
- bent ,
- bent grass ,
- bent-grass
2. Otlaklar ve çimler için çim özellikle bowling ve yeşillikler koymak
- eşanlamlı:
- bükülmüş ,
- çimen
3. An area of grassland unbounded by fences or hedges
- synonym:
- bent
3. Çitler veya çitler tarafından sınırsız bir otlak alanı
- eşanlamlı:
- bükülmüş
4. A special way of doing something
- "He had a bent for it"
- "He had a special knack for getting into trouble"
- "He couldn't get the hang of it"
- synonym:
- bent ,
- knack ,
- hang
4. Bir şeyi yapmanın özel bir yolu
- "Bunun için bir eğimi vardı"
- "Başını belaya sokmak için özel bir yeteneği vardı"
- "O asmak alamadım"
- eşanlamlı:
- bükülmüş ,
- ustalık ,
- asılmak
adjective
1. Fixed in your purpose
- "Bent on going to the theater"
- "Dead set against intervening"
- "Out to win every event"
- synonym:
- bent ,
- bent on(p) ,
- dead set(p) ,
- out to(p)
1. Amacınıza göre ayarlandı
- "Tiyatroya gitmeye karar verdim"
- "Ara girmeye karşı ölü set"
- "Her etkinliği kazanmak için"
- eşanlamlı:
- bükülmüş ,
- bent üzerinde(p) ,
- ölü set(p) ,
- dışarı to(p)
2. Used of the back and knees
- Stooped
- "On bended knee"
- "With bent (or bended) back"
- synonym:
- bended ,
- bent
2. Sırt ve dizlerin kullanımı
- Alçalmış
- "Diz bükülmüş" üzerine"
- "Geri bükülmüş (veya bükülmüş) ile"
- eşanlamlı:
- kıvrılmış ,
- bükülmüş
3. Of metal e.g.
- "Bent nails"
- "A car with a crumpled front end"
- "Dented fenders"
- synonym:
- bent ,
- crumpled ,
- dented
3. Metal olan örn.
- "Çiviler bükülmüş"
- "Parçalanmış bir ön ucu olan bir araba"
- "Çamurluklar çadır"
- eşanlamlı:
- bükülmüş ,
- buruşuk ,
- çukurlu
Examples of using
Tom bent over to tie his shoes.
Tom ayakkabılarını bağlamak için eğildi.
Tom bent down to scratch the dog behind the ear.
Tom köpeğini kulağının arkasından kaşımak için eğildi.
Tom bent down to pet his dog.
Tom köpeğini okşamak için eğildi.