Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "belt" into Turkish language

Türk diline "kemer" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Belt

[Kayış]
/bɛlt/

noun

1. Endless loop of flexible material between two rotating shafts or pulleys

    synonym:
  • belt

1. İki dönen şaft veya kasnak arasındaki esnek malzemenin sonsuz döngüsü

    eşanlamlı:
  • kayış

2. A band to tie or buckle around the body (usually at the waist)

    synonym:
  • belt

2. Vücudun etrafında bağlanacak veya tokalanacak bir bant (genellikle belde)

    eşanlamlı:
  • kayış

3. An elongated region where a specific condition or characteristic is found

  • "A belt of high pressure"
    synonym:
  • belt

3. Belirli bir durumun veya özelliğin bulunduğu uzatılmış bir bölge

  • "Yüksek basınçlı bir kemer"
    eşanlamlı:
  • kayış

4. A vigorous blow

  • "The sudden knock floored him"
  • "He took a bash right in his face"
  • "He got a bang on the head"
    synonym:
  • knock
  • ,
  • bash
  • ,
  • bang
  • ,
  • smash
  • ,
  • belt

4. Kuvvetli bir darbe

  • "Ani vuruş onu süzdü"
  • "Yüzüne bir bash aldı"
  • "Kafasında patlama var"
    eşanlamlı:
  • çarpmak
  • ,
  • bash
  • ,
  • patlama
  • ,
  • parçalamak
  • ,
  • kayış

5. A path or strip (as cut by one course of mowing)

    synonym:
  • swath
  • ,
  • belt

5. Bir yol veya şerit (bir biçme işlemi ile kesildiği gibi)

    eşanlamlı:
  • kırbaç
  • ,
  • kayış

6. Ammunition (usually of small caliber) loaded in flexible linked strips for use in a machine gun

    synonym:
  • belt
  • ,
  • belt ammunition
  • ,
  • belted ammunition

6. Bir makineli tüfekte kullanılmak üzere esnek bağlantılı şeritlere yüklenen mühimmat (genellikle küçük kalibreli)

    eşanlamlı:
  • kayış
  • ,
  • kemer mühimmatı
  • ,
  • kuşaklı mühimmat

7. The act of hitting vigorously

  • "He gave the table a whack"
    synonym:
  • knock
  • ,
  • belt
  • ,
  • rap
  • ,
  • whack
  • ,
  • whang

7. Şiddetle vurma eylemi

  • "Masaya bir vuruş yaptı"
    eşanlamlı:
  • çarpmak
  • ,
  • kayış
  • ,
  • çalmak
  • ,
  • vuruş
  • ,
  • şaplak

verb

1. Sing loudly and forcefully

    synonym:
  • belt out
  • ,
  • belt

1. Yüksek sesle ve güçlü bir şekilde şarkı söyleyin

    eşanlamlı:
  • kemer takmak
  • ,
  • kayış

2. Deliver a blow to

  • "He belted his opponent"
    synonym:
  • belt

2. Yumruk atmak

  • "Rakibini geğirdi"
    eşanlamlı:
  • kayış

3. Fasten with a belt

  • "Belt your trousers"
    synonym:
  • belt

3. Kemerle bağlamak

  • "Pantolonunu kemir"
    eşanlamlı:
  • kayış

Examples of using

Tom unbuckled his seat belt and got out of the car.
Tom emniyet kemerini açtı ve arabadan indi.
Tom pulled into the driveway, unfastened his seat belt and got out of the car.
Tom arabayı parka çekti, emniyet kemerini açtı ve indi.
Tom isn't wearing a belt today.
Tom bugün kemer takmıyor.