Translation meaning & definition of the word "bed" into Turkish language
Türk diline "yatak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Bed
[Yatak]noun
1. A piece of furniture that provides a place to sleep
- "He sat on the edge of the bed"
- "The room had only a bed and chair"
- synonym:
- bed
1. Uyumak için bir yer sağlayan bir mobilya parçası
- "Yatağın kenarına oturdu"
- "Odada sadece bir yatak ve sandalye vardı"
- eşanlamlı:
- yatak
2. A plot of ground in which plants are growing
- "The gardener planted a bed of roses"
- synonym:
- bed
2. Bitkilerin büyüdüğü bir toprak parçası
- "Bahçeci bir gül yatağı dikti"
- eşanlamlı:
- yatak
3. A depression forming the ground under a body of water
- "He searched for treasure on the ocean bed"
- synonym:
- bed ,
- bottom
3. Bir su kütlesi altında toprağı oluşturan bir depresyon
- "Okyanus yatağında hazine aradı"
- eşanlamlı:
- yatak ,
- alttaki
4. (geology) a stratum of rock (especially sedimentary rock)
- "They found a bed of sandstone"
- synonym:
- bed
4. (jeoloji) bir kaya tabakası (özellikle tortul kaya)
- "Bir kumtaşı yatağı buldular"
- eşanlamlı:
- yatak
5. A stratum of ore or coal thick enough to be mined with profit
- "He worked in the coal beds"
- synonym:
- seam ,
- bed
5. Kârla çıkarılacak kadar kalın bir cevher veya kömür tabakası
- "Kömür yataklarında çalıştı"
- eşanlamlı:
- dikiş ,
- yatak
6. Single thickness of usually some homogeneous substance
- "Slices of hard-boiled egg on a bed of spinach"
- synonym:
- layer ,
- bed
6. Genellikle bazı homojen maddenin tek kalınlığı
- "Ispanak yatağında haşlanmış yumurta dilimleri"
- eşanlamlı:
- tabaka ,
- yatak
7. The flat surface of a printing press on which the type form is laid in the last stage of producing a newspaper or magazine or book etc.
- synonym:
- bed
7. Tip formunun bir gazete veya dergi veya kitap vb. üretmenin son aşamasında yerleştirildiği bir matbaanın düz yüzeyi.
- eşanlamlı:
- yatak
8. A foundation of earth or rock supporting a road or railroad track
- "The track bed had washed away"
- synonym:
- bed
8. Bir yol veya demiryolu hattını destekleyen bir toprak veya kaya temeli
- "Yol yatağı yıkandı"
- eşanlamlı:
- yatak
verb
1. Furnish with a bed
- "The inn keeper could bed all the new arrivals"
- synonym:
- bed
1. Yatak ile donatmak
- "Han kaleci tüm yeni gelenleri yatırabilirdi"
- eşanlamlı:
- yatak
2. Place (plants) in a prepared bed of soil
- synonym:
- bed
2. Hazırlanan bir toprak yatağına yerleştirin (bitkiler)
- eşanlamlı:
- yatak
3. Put to bed
- "The children were bedded at ten o'clock"
- synonym:
- bed
3. Yatırmak
- "Çocuklar saat onda yatalaktı"
- eşanlamlı:
- yatak
4. Have sexual intercourse with
- "This student sleeps with everyone in her dorm"
- "Adam knew eve"
- "Were you ever intimate with this man?"
- synonym:
- sleep together ,
- roll in the hay ,
- love ,
- make out ,
- make love ,
- sleep with ,
- get laid ,
- have sex ,
- know ,
- do it ,
- be intimate ,
- have intercourse ,
- have it away ,
- have it off ,
- screw ,
- fuck ,
- jazz ,
- eff ,
- hump ,
- lie with ,
- bed ,
- have a go at it ,
- bang ,
- get it on ,
- bonk
4. Cinsel ilişkide bulunmak
- "Bu öğrenci yurttaki herkesle yatıyor"
- "Adam havva'yı tanıyordu"
- "Bu adamla hiç yakınlaştın mı?"
- eşanlamlı:
- birlikte uyumak ,
- samanda yuvarlanmak ,
- sevgi ,
- çıkarmak ,
- sevişmek ,
- yatmak ,
- dolandırılmak ,
- seks yapmak ,
- bilmek ,
- onu yapmak ,
- samimi olmak ,
- ilişkiye girmek ,
- ondan uzak tutmak ,
- vidalamak ,
- sikmek ,
- caz müziği ,
- eff ,
- kambur ,
- yalan söylemek ,
- yatak ,
- üstüne atlamak ,
- patlama ,
- üstüne almak ,
- kemik
5. Prepare for sleep
- "I usually turn in at midnight"
- "He goes to bed at the crack of dawn"
- synonym:
- go to bed ,
- turn in ,
- bed ,
- crawl in ,
- kip down ,
- hit the hay ,
- hit the sack ,
- sack out ,
- go to sleep ,
- retire
5. Uykuya hazırlanın
- "Genelde gece yarısı gelirim"
- "Şafak çatlağında yatıyor"
- eşanlamlı:
- yatmak ,
- içine kıvırmak ,
- yatak ,
- sürünerek girmek ,
- ters çevirmek ,
- samana vurmak ,
- çuvala vurmak ,
- kovmak ,
- emekli etmek