Translation meaning & definition of the word "beautiful" into Turkish language

adjective

1. Delighting the senses or exciting intellectual or emotional admiration

• "A beautiful child"

• "Beautiful country"

• "A beautiful painting"

• "A beautiful theory"

• "A beautiful party"

synonym:
• beautiful

1. Duyuları memnun etmek veya heyecan verici entelektüel veya duygusal hayranlık

• "Güzel bir çocuk"

• "Güzel ülke"

• "Güzel bir tablo"

• "Güzel bir teori"

• "Güzel bir parti"

eşanlamlı:
• güzel

2. (of weather) highly enjoyable

• "What a beautiful day"

synonym:
• beautiful

2. (hava durumu) çok keyifli

• "Ne güzel bir gün"

eşanlamlı:
• güzel

Examples of using

That was a beautiful speech.

Güzel bir konuşmaydı.

The scenery around here is very beautiful.

Buradaki manzara çok güzel.

Mary is a very beautiful woman. On a scale of one to ten, she's an eleven.

Mary çok güzel bir kadın. Ona bir ölçekle, o bir on bir.

Tom sat by the pool in swimming trunks, surrounded by beautiful women in bikinis.

Tom bikinili güzel kadınlarla çevrili havuzun yanında yüzme şortuyla oturuyordu.

You're more beautiful than her.

Ondan daha güzelsiniz.

You're more beautiful than her.

Ondan daha güzelsin.

The roses in my garden are beautiful.

Bahçemdeki güller güzeldir.

The beautiful girl is in bed.

Güzel kız yataktadır.

Don't be like the rest of them. You're so beautiful just the way you are.

Diğerleri gibi olma. Sen böyle olduğun gibi çok güzelsin.

Your horse is beautiful.

Atınız güzel.

Your horse is beautiful.

Atın güzel.

Croatia was so beautiful.

Hırvatistan çok güzeldi.

She is a beautiful girl.

O, güzel bir kızdır.

The woman is very beautiful.

Kadın çok güzel.

In my opinion, you're beautiful.

Bana göre sen güzelsin.

You have beautiful hair.

Güzel saçların var.

You're beautiful.

Sen güzelsin.

You have a beautiful voice.

Güzel bir sesin var.

Do you know that you're beautiful?

Güzel olduğunuzu biliyor musunuz?