Translation meaning & definition of the word "beating" into Turkish language

noun

1. The act of overcoming or outdoing

synonym:
• beating
,
• whipping

1. Üstesinden gelme veya aşma eylemi

eşanlamlı:
• vuruş
,
• kırbaçlama

2. The act of inflicting corporal punishment with repeated blows

synonym:
• beating
,
• thrashing
,
• licking
,
• drubbing
,
• lacing
,
• trouncing
,
• whacking

2. Tekrarlanan darbelerle bedensel ceza verme eylemi

eşanlamlı:
• vuruş
,
• dayak
,
• yalayış
,
• bağlama
,
• zırva
,
• kuyruklu

Examples of using

I think Tom is beating around the bush.

Sanırım Tom lafı ağzında geveliyor.

Tom came close to beating Mary to death.

Tom Mary'yi neredeyse döverek öldürüyordu.

Tom came close to beating Mary to death.

Tom Mary'yi döverek öldürmenin eşiğine geldi.

Stop beating around the bush and tell me plainly what you want from me.

Lafı dolandırma ve benden ne istediğini açıkça söyle.

Have you stopped beating your wife?

Karını dövmeyi bıraktın mı?

She's beating cancer.

O kanseri yeniyor.

Stop beating around the bush and tell us what you really think.

Lafı ağzında geveleme ve bize gerçekten ne düşündüğünü söyle.

She felt her heart beating fast.

Onun kalbinin hızlı çarptığını hissettim.

He felt his heart beating fast.

O, kalbinin hızlı attığını hissetti.

My heart is beating fast.

Benim kalbim hızlı atıyor.

I felt my heart beating rapidly.

Kalbimin hızla çarptığını hissettim.

A boy was beating the drum.

Bir çocuk davul çalıyordu.

Workers are taking a financial beating in the employment crisis.

İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.

He's beating me, three to zip.

3-0 beni yeniyor.

John was beating the drums loudly.

John yüksek sesle davulları çalıyordu.

Tom has been beating the drum for the project.

Tom proje için davul çalıyor.

Meg is beating a drum.

Meg bir davul çalıyor.

The rain is beating against the windows.

Yağmur pencerelere vuruyor.

Instead of beating around the bush, Jones got straight to the point.

Lafı dolandırmak yerine, Jones doğrudan konuya girdi.

Stop beating around the bush and get to the point.

Lafı uzatma ve sadede gel.