Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "bearing" into Turkish language

Türk diline "taşınmak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Bearing

[Taşıyan]
/bɛrɪŋ/

noun

1. Relevant relation or interconnection

  • "Those issues have no bearing on our situation"
    synonym:
  • bearing

1. İlgili ilişki veya ara bağlantı

  • "Bu konuların durumumuz üzerinde hiçbir etkisi yoktur"
    eşanlamlı:
  • taşıyan

2. The direction or path along which something moves or along which it lies

    synonym:
  • bearing
  • ,
  • heading
  • ,
  • aim

2. Bir şeyin hareket ettiği veya üzerinde uzandığı yön veya yol

    eşanlamlı:
  • taşıyan
  • ,
  • başlık
  • ,
  • hedef

3. Dignified manner or conduct

    synonym:
  • bearing
  • ,
  • comportment
  • ,
  • presence
  • ,
  • mien

3. Onurlu bir şekilde veya davranış

    eşanlamlı:
  • taşıyan
  • ,
  • taviz
  • ,
  • varlık
  • ,
  • yüz

4. Characteristic way of bearing one's body

  • "Stood with good posture"
    synonym:
  • carriage
  • ,
  • bearing
  • ,
  • posture

4. Kişinin vücudunu taşımanın karakteristik yolu

  • "Iyi duruşla dayandım"
    eşanlamlı:
  • vagon
  • ,
  • taşıyan
  • ,
  • duruş

5. Heraldry consisting of a design or image depicted on a shield

    synonym:
  • charge
  • ,
  • bearing
  • ,
  • heraldic bearing
  • ,
  • armorial bearing

5. Bir kalkan üzerinde tasvir edilen bir tasarım veya görüntüden oluşan müjdecilik

    eşanlamlı:
  • şarj
  • ,
  • taşıyan
  • ,
  • heraldik rulman
  • ,
  • zırhlı yatak

6. A rotating support placed between moving parts to allow them to move easily

    synonym:
  • bearing

6. Kolayca hareket etmelerini sağlamak için hareketli parçalar arasına yerleştirilmiş dönen bir destek

    eşanlamlı:
  • taşıyan

adjective

1. (of a structural member) withstanding a weight or strain

    synonym:
  • bearing(a)

1. (yapısal bir üyenin) bir ağırlığa veya zorlamaya dayanması

    eşanlamlı:
  • rulman(a)

Examples of using

He came bearing a large bunch of flowers.
O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.