Translation meaning & definition of the word "barrage" into Turkish language
Türk diline "baraj" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Barrage
[Baraj]/bərɑʒ/
noun
1. The rapid and continuous delivery of linguistic communication (spoken or written)
- "A barrage of questions"
- "A bombardment of mail complaining about his mistake"
- synonym:
- barrage ,
- bombardment ,
- outpouring ,
- onslaught
1. Dilsel iletişimin hızlı ve sürekli sunumu (konuşulan veya yazılan)
- "Bir soru barajı"
- "Hatasından şikayet eden bir posta bombardımanı"
- eşanlamlı:
- baraj ,
- bombardıman ,
- dökülme ,
- saldırı
2. The heavy fire of artillery to saturate an area rather than hit a specific target
- "They laid down a barrage in front of the advancing troops"
- "The shelling went on for hours without pausing"
- synonym:
- barrage ,
- barrage fire ,
- battery ,
- bombardment ,
- shelling
2. Topçuların ağır ateşi, belirli bir hedefi vurmak yerine bir alanı doyurmak için
- "Ilerleyen birliklerin önüne bir baraj koydular"
- "Saldırı durmadan saatlerce devam etti"
- eşanlamlı:
- baraj ,
- havan ateşi ,
- batarya ,
- bombardıman
verb
1. Address with continuously or persistently, as if with a barrage
- "The speaker was barraged by an angry audience"
- "The governor was bombarded with requests to grant a pardon to the convicted killer"
- synonym:
- bombard ,
- barrage
1. Bir baraj gibi sürekli veya sürekli olarak adresleyin
- "Konuşan öfkeli bir izleyici tarafından kınandı"
- "Vali, hükümlü katile af verilmesi talepleriyle bombalandı"
- eşanlamlı:
- bombalamak ,
- baraj