Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "ban" into Turkish language

Türk diline "ban" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Ban

[Yasak]
/bæn/

noun

1. A decree that prohibits something

    synonym:
  • prohibition
  • ,
  • ban
  • ,
  • proscription

1. Bir şeyi yasaklayan bir kararname

    eşanlamlı:
  • yasaklama
  • ,
  • yasak

2. 100 bani equal 1 leu in moldova

    synonym:
  • ban

2. Moldova'da 100 bani equit 1 leu

    eşanlamlı:
  • yasak

3. 100 bani equal 1 leu in romania

    synonym:
  • ban

3. Romanya'da 100 bani 1 lira eşit

    eşanlamlı:
  • yasak

4. An official prohibition or edict against something

    synonym:
  • ban
  • ,
  • banning
  • ,
  • forbiddance
  • ,
  • forbidding

4. Bir şeye karşı resmi bir yasak veya ferman

    eşanlamlı:
  • yasak
  • ,
  • yasaklama
  • ,
  • korkutucu

5. A bachelor's degree in nursing

    synonym:
  • Bachelor of Arts in Nursing
  • ,
  • BAN

5. Hemşirelik lisans derecesi

    eşanlamlı:
  • Hemşirelikte Sanat Lisansı
  • ,
  • YASAK

verb

1. Forbid the public distribution of ( a movie or a newspaper)

    synonym:
  • ban
  • ,
  • censor

1. Halka açık dağıtımını yasaklayın (bir film veya gazete)

    eşanlamlı:
  • yasak
  • ,
  • denetçi

2. Prohibit especially by legal means or social pressure

  • "Smoking is banned in this building"
    synonym:
  • ban

2. Özellikle yasal yollarla veya sosyal baskıyla yasaklayın

  • "Bu binada sigara içmek yasak"
    eşanlamlı:
  • yasak

3. Ban from a place of residence, as for punishment

    synonym:
  • banish
  • ,
  • ban

3. Ceza için olduğu gibi, ikamet yerinden yasak

    eşanlamlı:
  • defetmek
  • ,
  • yasak

4. Expel from a community or group

    synonym:
  • banish
  • ,
  • ban
  • ,
  • ostracize
  • ,
  • ostracise
  • ,
  • shun
  • ,
  • cast out
  • ,
  • blackball

4. Bir topluluktan veya gruptan atılmak

    eşanlamlı:
  • defetmek
  • ,
  • yasak
  • ,
  • sürmek
  • ,
  • çekinmek
  • ,
  • dışarı atmak
  • ,
  • siyah top

Examples of using

The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
President Jefferson did not want the trade ban to last long.
Başkan Jefferson uzun sürecek ticaret yasağı istemiyordu.
President Jefferson ordered a ban on trade with Europe.
Başkan Jefferson Avrupa ile ticaret yasağını emretti.