Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "bail" into Turkish language

Türk diline "kefalet" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Bail

[Kefalet]
/bel/

noun

1. (criminal law) money that must be forfeited by the bondsman if an accused person fails to appear in court for trial

  • "The judge set bail at $10,000"
  • "A $10,000 bond was furnished by an alderman"
    synonym:
  • bail
  • ,
  • bail bond
  • ,
  • bond

1. (ceza hukuku) sanık bir kişinin yargılanmak üzere mahkemeye çıkmaması durumunda tahvil sahibi tarafından kaybedilmesi gereken para

  • "Hakim kefaletini $10.000 olarak belirledi"
  • "Bir $10.000 bağ bir alman tarafından döşendi"
    eşanlamlı:
  • teminat
  • ,
  • kefalet bonosu
  • ,
  • bağlamak

2. The legal system that allows an accused person to be temporarily released from custody (usually on condition that a sum of money guarantees their appearance at trial)

  • "He is out on bail"
    synonym:
  • bail

2. Suçlanan bir kişinin gözaltından geçici olarak serbest bırakılmasına izin veren yasal sistem (genellikle bir miktar paranın duruşmada görünmesini garanti etmesi şartıyla)

  • "Kefaletle serbest kaldı"
    eşanlamlı:
  • teminat

verb

1. Release after a security has been paid

    synonym:
  • bail

1. Bir güvenlik ödendikten sonra serbest bırakılması

    eşanlamlı:
  • teminat

2. Deliver something in trust to somebody for a special purpose and for a limited period

    synonym:
  • bail

2. Özel bir amaç için ve sınırlı bir süre için birisine güvenerek bir şeyler sunun

    eşanlamlı:
  • teminat

3. Secure the release of (someone) by providing security

    synonym:
  • bail

3. Güvenlik sağlayarak (birinin) serbest bırakılmasını sağlayın

    eşanlamlı:
  • teminat

4. Empty (a vessel) by bailing

    synonym:
  • bail

4. Boş (bir gemi) bailing tarafından

    eşanlamlı:
  • teminat

5. Remove (water) from a vessel with a container

    synonym:
  • bail

5. Bir konteyner ile bir gemiden (su) çıkarın

    eşanlamlı:
  • teminat

Examples of using

Tom is arranging bail.
Tom kefalet düzenliyor.
Tom jumped bail.
Tom kefaletle bırakılmışken kaçtı.