Translation meaning & definition of the word "avoid" into Turkish language
Türk diline "kaçın" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Avoid
[Kaçınmak]/əvɔɪd/
verb
1. Stay clear from
- Keep away from
- Keep out of the way of someone or something
- "Her former friends now avoid her"
- synonym:
- avoid
1. Uzak durmak
- Uzak durmak
- Birinin veya bir şeyin yolundan çekilin
- "Eski arkadaşları artık ondan kaçıyor"
- eşanlamlı:
- kaçınmak
2. Prevent the occurrence of
- Prevent from happening
- "Let's avoid a confrontation"
- "Head off a confrontation"
- "Avert a strike"
- synonym:
- debar ,
- forefend ,
- forfend ,
- obviate ,
- deflect ,
- avert ,
- head off ,
- stave off ,
- fend off ,
- avoid ,
- ward off
2. Oluşmasını önlemek
- Olmasını önlemek
- "Bir çatışmadan kaçınalım"
- "Bir çatışmaya devam edin"
- "Grevi önlemek"
- eşanlamlı:
- bozmak ,
- önsezi ,
- savuşturmak ,
- önlemek ,
- saptırmak ,
- yola çıkmak ,
- vazgeçirmek ,
- kaçınmak
3. Refrain from doing something
- "She refrains from calling her therapist too often"
- "He should avoid publishing his wife's memories"
- synonym:
- avoid
3. Bir şey yapmaktan kaçın
- "Teröristini çok sık aramaktan kaçınıyor"
- "Karısının anılarını yayınlamaktan kaçınmalı"
- eşanlamlı:
- kaçınmak
4. Refrain from certain foods or beverages
- "I keep off drugs"
- "During ramadan, muslims avoid tobacco during the day"
- synonym:
- keep off ,
- avoid
4. Bazı yiyecek ve içeceklerden kaçının
- "Uyuşturucudan uzak duruyorum"
- "Ramazan ayında, müslümanlar gün boyunca tütünden kaçınırlar"
- eşanlamlı:
- uzak tutmak ,
- kaçınmak
5. Declare invalid
- "The contract was annulled"
- "Void a plea"
- synonym:
- invalidate ,
- annul ,
- quash ,
- void ,
- avoid ,
- nullify
5. Geçersiz saymak
- "Sözleşme iptal edildi"
- "Talepten kaçın"
- eşanlamlı:
- geçersiz kılmak ,
- iptal etmek ,
- bozmak ,
- boş ,
- kaçınmak
Examples of using
Please try your best to avoid accidents.
Lütfen kazaları önlemek için elinizden geleni yapın.
Even though I'd been trying to avoid Tom, I ran into him in front of the library.
Tom'dan kaçınmaya çalışmama rağmen, kütüphanenin önünde ona rastladım.
Tom has been trying to avoid Mary.
Tom Mary'den kaçmaya çalışıyor.