Translation meaning & definition of the word "automatic" into Turkish language
Türk diline "otomatik" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Automatic
[Otomatik]/ɔtəmætɪk/
noun
1. Light machine gun
- synonym:
- automatic rifle ,
- automatic ,
- machine rifle
1. Hafif makineli tüfek
- eşanlamlı:
- otomatik tüfek ,
- otomatik ,
- makineli tüfek
2. A pistol that will keep firing until the ammunition is gone or the trigger is released
- synonym:
- automatic pistol ,
- automatic
2. Mühimmat gidene veya tetik serbest bırakılana kadar ateş etmeye devam edecek bir tabanca
- eşanlamlı:
- otomatik tabanca ,
- otomatik
adjective
1. Operating with minimal human intervention
- Independent of external control
- "Automatic transmission"
- "A budget deficit that caused automatic spending cuts"
- synonym:
- automatic
1. Minimum insan müdahalesi ile çalışır
- Dış kontrolden bağımsız
- "Otomatik şanzıman"
- "Otomatik harcama kesintilerine neden olan bir bütçe açığı"
- eşanlamlı:
- otomatik
2. Resembling the unthinking functioning of a machine
- "An automatic `thank you'"
- "Machinelike efficiency"
- synonym:
- automatic ,
- automatonlike ,
- machinelike ,
- robotlike ,
- robotic
2. Bir makinenin düşünmeyen işleyişine benzer
- "Otomatik `teşekkür ederim'"
- "Makine benzeri verimlilik"
- eşanlamlı:
- otomatik ,
- otomat gibi ,
- makineli ,
- robotsu ,
- robotik
3. Without volition or conscious control
- "The automatic shrinking of the pupils of the eye in strong light"
- "A reflex knee jerk"
- "Sneezing is reflexive"
- synonym:
- automatic ,
- reflex(a) ,
- reflexive
3. İstek veya bilinçli kontrol olmadan
- "Güçlü ışıkta göz bebeklerinin otomatik olarak küçülmesi"
- "Refleks diz pisliği"
- "Hapşırma reflekslidir"
- eşanlamlı:
- otomatik ,
- refleks(a) ,
- dönüşlü
Examples of using
Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.
Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.
She has an automatic washing machine.
Onun bir otomatik çamaşır makinesi var.
The automatic doors opened and Tom got in.
Otomatik kapı açıldı ve Tom içeri girdi.