Examples of using
My aunt had three children.
Teyzemin üç çocuğu vardı.
My aunt had three kids.
Teyzemin üç çocuğu vardı.
My uncle is thin, but my aunt is fat.
Amcam zayıf ama teyzem şişman.
My uncle is slim, but my aunt is fat.
Amcam zayıf fakat teyzem şişman.
I ran into my aunt by chance in Europe.
Avrupa'da teyzeme rastladım.
She looks like her aunt.
O, teyzesine benzer.
My aunt gave me the pendant I'm wearing.
Taktığım kolyeyi bana teyzem verdi.
My aunt can speak both Chinese and English.
Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşabilir.
Mary is Tom's aunt.
Mary Tom'un teyzesi.
Tom has an aunt who is in prison.
Tom'un cezaevinde bir teyzesi var.
My father named me after his aunt.
Babam bana teyzesinin adını verdi.
My father named me after his aunt.
Babam bana halasının adını verdi.
My aunt made a new skirt for me.
Teyzem bana yeni bir etek yaptı
I have a special relationship with my aunt.
Teyzemle özel bir ilişkim var.
Akiko has an aunt whose name is Hana.
Akiko'nun adı Hana olan bir teyzesi var.
She went to Paris for the purpose of seeing her aunt.
O teyzesini görmek için Paris'e gitti.
She was named Elizabeth after her aunt.
Elizabeth'e halasının adı verildi.
She resembles her aunt.
O, teyzesine benzer.
She was brought up by her aunt.
O, teyzesi tarafından yetiştirildi.
