Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "audience" into Turkish language

Türk diline "seyirci" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Audience

[Seyirci]
/ɑdiəns/

noun

1. A gathering of spectators or listeners at a (usually public) performance

  • "The audience applauded"
  • "Someone in the audience began to cough"
    synonym:
  • audience

1. Seyirci veya dinleyicilerin (genellikle halka açık) bir performansta toplanması

  • "Seyirciler alkışladı"
  • "Seyircilerden biri öksürmeye başladı"
    eşanlamlı:
  • seyirci

2. The part of the general public interested in a source of information or entertainment

  • "Every artist needs an audience"
  • "The broadcast reached an audience of millions"
    synonym:
  • audience

2. Genel halkın bir bilgi veya eğlence kaynağıyla ilgilenen kısmı

  • "Her sanatçının bir dinleyiciye ihtiyacı vardır"
  • "Yayın milyonlarca izleyici kitlesine ulaştı"
    eşanlamlı:
  • seyirci

3. An opportunity to state your case and be heard

  • "They condemned him without a hearing"
  • "He saw that he had lost his audience"
    synonym:
  • hearing
  • ,
  • audience

3. Davanızı ifade etme ve duyulma fırsatı

  • "Onu duruşma yapmadan kınadılar"
  • "Seyircisini kaybettiğini gördü"
    eşanlamlı:
  • işitme
  • ,
  • seyirci

4. A conference (usually with someone important)

  • "He had a consultation with the judge"
  • "He requested an audience with the king"
    synonym:
  • consultation
  • ,
  • audience
  • ,
  • interview

4. Bir konferans (genellikle önemli biriyle)

  • "Hakim ile bir görüşme yaptı"
  • "Kralla bir seyirci istedi"
    eşanlamlı:
  • konsültasyon
  • ,
  • seyirci
  • ,
  • röportaj

Examples of using

Tom smiled at the audience and took a bow.
Tom izleyicilere gülümsedi ve eğilerek selam verdi.
Tom certainly didn't disappoint the audience.
Tom kesinlikle izleyiciyi hayal kırıklığına uğratmadı.
Tom had no qualms at all about speaking in front of such a large audience.
Tom'un böylesine büyük bir izleyicinin önünde konuşma hakkında hiç endişesi yoktu.