Translation meaning & definition of the word "attention" into Turkish language

noun

1. The process whereby a person concentrates on some features of the environment to the (relative) exclusion of others

synonym:
• attention
,
• attending

1. Bir kişinin çevrenin bazı özelliklerine başkalarının (göreceli) dışlanmasına odaklandığı süreç

eşanlamlı:
• dikkat
,
• katılmak

2. The work of providing treatment for or attending to someone or something

• "No medical care was required"

• "The old car needs constant attention"

synonym:
• care
,
• attention
,
• aid
,
• tending

2. Birisine veya bir şeye tedavi sağlama veya katılma işi

• "Tıbbi bakıma gerek yoktu"

• "Eski arabanın sürekli dikkat etmesi gerekiyor"

eşanlamlı:
• bakım
,
• dikkat
,
• yardım
,
• himaye

3. A general interest that leads people to want to know more

• "She was the center of attention"

synonym:
• attention

3. İnsanların daha fazlasını bilmek istemelerine yol açan genel bir ilgi

• "O ilgi odağıydı"

eşanlamlı:
• dikkat

4. A courteous act indicating affection

• "She tried to win his heart with her many attentions"

synonym:
• attention

4. Sevgiyi gösteren nazik bir hareket

• "Birçok dikkatiyle kalbini kazanmaya çalıştı"

eşanlamlı:
• dikkat

5. The faculty or power of mental concentration

• "Keeping track of all the details requires your complete attention"

synonym:
• attention

5. Fakülte veya zihinsel konsantrasyon gücü

• "Tüm ayrıntıların izini sürmek, tam dikkatinizi gerektirir"

eşanlamlı:
• dikkat

6. A motionless erect stance with arms at the sides and feet together

• Assumed by military personnel during drill or review

• "The troops stood at attention"

synonym:
• attention

6. Yanlarda ve ayaklarda kolların bir arada olduğu hareketsiz bir dik duruş

• Tatbikat veya inceleme sırasında askeri personel tarafından üstlenilir

• "Birlikler dikkat çekti"

eşanlamlı:
• dikkat

Examples of using

Tom noticed that not all the kids were paying attention.

Tom bütün çocukların dikkat etmediğini fark etti.

Tom needs proper medical attention.

Tom'un uygun tıbbi bakıma ihtiyacı var.

Tom had Mary's undivided attention.

Tom Mary'nin tam ilgisine sahipti.

Tom didn't want to call attention to himself.

Tom kendine dikkat çekmek istemiyordu.

Tom didn't pay attention to what Mary said.

Tom Mary'nin söylediklerine dikkat etmedi.

You're injured and need medical attention.

Yaralısın ve tıbbi yardıma ihtiyacın var.

You require medical attention.

Tıbbi bakıma ihtiyacın var.

You need immediate medical attention.

Acil tıbbi mücadeleye ihtiyacın var.

You have a tendency to not pay attention.

Dikkat etmeme eğilimin var.

Tom wishes Mary would pay more attention to him when he talks.

Tom konuşurken Mary'nin ona daha çok dikkat etmesini istiyor.

Tom seems to be barely paying attention.

Tom çok çok az ilgileniyor gibi görünüyor.

Tom realized that Mary wasn't paying attention.

Tom Mary'nin dikkat etmediğini fark etti.

Tom realized that Mary wasn't paying attention to what he was saying.

Tom Mary'nin kendisinin söylediklerine dikkat etmediğini fark etti.

Are you paying attention?

Dikkat ediyor musun?

I wasn't paying attention.

Dikkatimi toplamıyordum.

Tom paid no attention to Mary at all.

Tom, Mary'ye hiç de kulak asmadı.

Tom paid no attention to Mary at all.

Tom, Mary'ye hiç de aldırış etmedi.

I think you ought to pay more attention in class.

Sanırım sınıfta daha fazla dikkat etmelisin.

I think we got Tom's attention.

Sanırım Tom'un ilgisini çektik.

I think Tom needs medical attention.

Sanırım Tom'un tıbbi ilgiye ihtiyacı var.