Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "attend" into Turkish language

Türk diline "katılmak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Attend

[Katılmak]
/ətɛnd/

verb

1. Be present at (meetings, church services, university), etc.

  • "She attends class regularly"
  • "I rarely attend services at my church"
  • "Did you go to the meeting?"
    synonym:
  • attend
  • ,
  • go to

1. Toplantılarda (toplantılar, kilise hizmetleri, üniversite), vb.

  • "Düzenli olarak derse katılıyor"
  • "Kilisemdeki hizmetlere nadiren katılıyorum"
  • "Toplantıya gittin mi?"
    eşanlamlı:
  • katılmak
  • ,
  • gitmek

2. Take charge of or deal with

  • "Could you see about lunch?"
  • "I must attend to this matter"
  • "She took care of this business"
    synonym:
  • attend
  • ,
  • take care
  • ,
  • look
  • ,
  • see

2. Sorumluluğu üstlenin veya uğraşın

  • "Öğle yemeğini görebiliyor musun?"
  • "Bu konuya katılmalıyım"
  • "Bu işle ilgilendi"
    eşanlamlı:
  • katılmak
  • ,
  • dikkat etmek
  • ,
  • bakmak
  • ,
  • görmek

3. To accompany as a circumstance or follow as a result

  • "Menuhin's playing was attended by a 15-minute standing ovation"
    synonym:
  • attend

3. Bir durum olarak eşlik etmek veya sonuç olarak takip etmek

  • "Menuhin'in oyununa 15 dakikalık ayakta alkışlandı"
    eşanlamlı:
  • katılmak

4. Work for or be a servant to

  • "May i serve you?"
  • "She attends the old lady in the wheelchair"
  • "Can you wait on our table, please?"
  • "Is a salesperson assisting you?"
  • "The minister served the king for many years"
    synonym:
  • serve
  • ,
  • attend to
  • ,
  • wait on
  • ,
  • attend
  • ,
  • assist

4. Ya çalış ya da hizmetçi ol

  • "Sana hizmet edebilir miyim?"
  • "Tekerlekli sandalyedeki yaşlı kadına katılıyor"
  • "Masamızda bekleyebilir misin, lütfen?"
  • "Bir satış elemanı size yardımcı oluyor mu?"
  • "Bakan uzun yıllar krala hizmet etti"
    eşanlamlı:
  • hizmet vermek
  • ,
  • katılmak
  • ,
  • beklemek
  • ,
  • yardım

5. Give heed (to)

  • "The children in the audience attended the recital quietly"
  • "She hung on his every word"
  • "They attended to everything he said"
    synonym:
  • attend
  • ,
  • hang
  • ,
  • advert
  • ,
  • pay heed
  • ,
  • give ear

5. Dikkat et (to)

  • "İzleyici içindeki çocuklar resitale sessizce katıldılar"
  • "Her kelimesine asıldı"
  • "Dediği her şeye katıldılar"
    eşanlamlı:
  • katılmak
  • ,
  • asılmak
  • ,
  • ilan
  • ,
  • aldırış etmek
  • ,
  • kulak vermek

Examples of using

Tom didn't attend yesterday's meeting.
Tom dünkü toplantıya katılmadı.
Tom didn't attend the meeting.
Tom toplantıya katılmadı.
Tom didn't attend class today.
Tom bugün derse katılmadı.