Translation meaning & definition of the word "assured" into Turkish language

adjective

1. Marked by assurance

• Exhibiting confidence

• "She paints with an assured hand"

synonym:
• assured

1. Güvence ile işaretlenmiştir

• Güven sergilemek

• "Güvenli bir el ile boyar"

eşanlamlı:
• sigortalı

2. Characterized by certainty or security

• "A tiny but assured income"

• "We can never have completely assured lives"

synonym:
• assured

2. Kesinlik veya güvenlik ile karakterize edilir

• "Küçük ama garantili bir gelir"

• "Hayatlarımızı asla tam olarak güvence altına alamayız"

eşanlamlı:
• sigortalı

Examples of using

Tom assured me that this kind of problem wouldn't happen again.

Tom bu tür bir sorunun tekrar olmayacağına bana güvence verdi.

Tom assured me that he would be here in time for the opening speech.

Tom açış konuşması için zamanında burada olacağına beni temin etti.

Tom assured Mary that he wouldn't be late for the party.

Tom parti için geç kalmayacağına dair Mary'ye güvence verdi.

Tom assured Mary that he'd help her paint the ceiling of her kitchen.

Tom, mutfağın tavanını boyaması için yardımcı olacağı konusunda Mary'ye güvence verdi.

She assured him that everything was OK.

O, ona her şeyin yolunda olduğuna dair güvence verdi.

Rest assured that I will do my best.

Elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsin.

I am assured of his honesty.

Onun dürüstlüğünden güvence duyuyorum.

The principal assured me of her honesty.

Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti.

The man assured us that she didn't commit the murder.

Adam cinayeti işlemediğine bizi inandırdı.

Full religious freedom is assured to all people.

Tam din özgürlüğü tüm insanlar için güvence altına alınmıştır.