Translation meaning & definition of the word "art" into Turkish language

noun

1. The products of human creativity

• Works of art collectively

• "An art exhibition"

• "A fine collection of art"

synonym:
• art
,
• fine art

1. İnsan yaratıcılığının ürünleri

• Toplu olarak sanat eserleri

• "Sanat sergisi" gibi"

• "Güzel bir sanat koleksiyonu"

eşanlamlı:
• sanat
,
• güzel sanatlar

2. The creation of beautiful or significant things

• "Art does not need to be innovative to be good"

• "I was never any good at art"

• "He said that architecture is the art of wasting space beautifully"

synonym:
• art
,
• artistic creation
,
• artistic production

2. Güzel ya da önemli şeylerin yaratılması

• "Sanatın iyi olması için yenilikçi olması gerekmez"

• "Sanatta hiç iyi değildim"

• "Mimarinin mekanı güzelce boşa harcama sanatı olduğunu söyledi"

eşanlamlı:
• sanat
,
• sanatsal yaratım
,
• sanatsal üretim

3. A superior skill that you can learn by study and practice and observation

• "The art of conversation"

• "It's quite an art"

synonym:
• art
,
• artistry
,
• prowess

3. Çalışma ve uygulama ve gözlem yoluyla öğrenebileceğiniz üstün bir beceri

• "Konuşma sanatı" dır"

• "Bu oldukça bir sanat"

eşanlamlı:
• sanat
,
• sanatçılık
,
• hüner

4. Photographs or other visual representations in a printed publication

• "The publisher was responsible for all the artwork in the book"

synonym:
• artwork
,
• art
,
• graphics
,
• nontextual matter

4. Basılı bir yayındaki fotoğraflar veya diğer görsel temsiller

• "Yayıncı kitaptaki tüm sanat eserlerinden sorumluydu"

eşanlamlı:
• sanat eseri
,
• sanat
,
• grafik
,
• metin olmayan mesele

Examples of using

Tom loves art more than anything else in the world.

Tom sanatı dünyadaki başka her şeyden daha çok seviyor.

Tom tried in vain to convince Mary to go to art school.

Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.

You don't have to go to an art school in order to be an artist.

Bir sanatçı olabilmek için bir sanat okuluna gitmene gerek yok.

I've become very interested in ancient art.

Antik sanatla çok ilgilendim.

I never realized you were interested in Japanese art.

Japon sanatı ile ilgilendiğini hiç farketmemiştim.

I like art.

Sanatı seviyorum.

Tom loves art.

Tom sanatı seviyor.

Tom is an art dealer.

Tom bir sanat tüccarı.

Is this art?

Bu sanat mı?

How did you get interested in art?

Sanata nasıl ilgi duymaya başladınız?

He studied art in Germany.

Almanya'da sanat okudu.

He studied art in Germany.

Almanya'da sanat eğitimi gördü.

It's not porn, it's art.

Bu porno değil, sanat.

What is art?

Sanat nedir?

There remain approximately 900 art sketches by Leonardo da Vinci.

Leonardo da Vinci tarafından yapılmış yaklaşık 900 eksiz kalmıştır.

Italy has some of the best art galleries of the world.

İtalya dünyanın en iyi sanat galerilerinden bazılarına sahip.

Tom became deeply interested in art history.

Tom, sanat tarihiyle derinden ilgilenmeye başladı.