Translation meaning & definition of the word "arrange" into Turkish language
Türk diline "düzenle" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Arrange
[Düzenlemek]/ərenʤ/
verb
1. Put into a proper or systematic order
- "Arrange the books on the shelves in chronological order"
- synonym:
- arrange ,
- set up
1. Uygun veya sistematik bir düzene sokun
- "Raflardaki kitapları kronolojik sırayla düzenleyin"
- eşanlamlı:
- düzenlemek ,
- kurmak
2. Make arrangements for
- "Can you arrange a meeting with the president?"
- synonym:
- arrange ,
- fix up
2. Hazırlık yapmak
- "Başkan ile bir görüşme ayarlayabilir misiniz?"
- eşanlamlı:
- düzenlemek ,
- ayarlamak
3. Plan, organize, and carry out (an event)
- "The neighboring tribe staged an invasion"
- synonym:
- stage ,
- arrange
3. Planlayın, düzenleyin ve gerçekleştirin (bir etkinlik)
- "Komşu kabile bir istila düzenledi"
- eşanlamlı:
- sahne ,
- düzenlemek
4. Set (printed matter) into a specific format
- "Format this letter so it can be printed out"
- synonym:
- format ,
- arrange
4. Belirli bir formata (basılı madde) ayarlayın
- "Bu mektubu yazdırılabilmesi için biçimlendirin"
- eşanlamlı:
- format ,
- düzenlemek
5. Arrange attractively
- "Dress my hair for the wedding"
- synonym:
- dress ,
- arrange ,
- set ,
- do ,
- coif ,
- coiffe ,
- coiffure
5. Çekici bir şekilde düzenleyin
- "Düğün için saçımı giydir"
- eşanlamlı:
- elbise ,
- düzenlemek ,
- set ,
- yapmak ,
- külah ,
- coiffe ,
- saç biçimi
6. Adapt for performance in a different way
- "Set this poem to music"
- synonym:
- arrange ,
- set
6. Performansa farklı şekilde adapte olun
- "Bu şiiri müziğe çevir"
- eşanlamlı:
- düzenlemek ,
- set
7. Arrange thoughts, ideas, temporal events
- "Arrange my schedule"
- "Set up one's life"
- "I put these memories with those of bygone times"
- synonym:
- arrange ,
- set up ,
- put ,
- order
7. Düşünceleri, fikirleri, zamansal olayları düzenle
- "Programımı düzenle"
- "Birinin hayatını kur"
- "Bu anıları geçmiş zamanların anılarına koydum"
- eşanlamlı:
- düzenlemek ,
- kurmak ,
- koymak ,
- sipariş
Examples of using
I think I can arrange that.
Sanırım onu düzenleyebilirim.
I might be able to arrange that.
Onu düzenleyebilirim.
I'll arrange it.
Onu düzenleyeceğim.