Translation meaning & definition of the word "apprehensive" into Turkish language
Türk diline "kapsamlı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Apprehensive
[Kaygılı]/æprɪhɛnsɪv/
adjective
1. Quick to understand
- "A kind and apprehensive friend"- nathaniel hawthorne
- synonym:
- apprehensive ,
- discerning
1. Anlaması hızlı
- "Sevgili ve endişeli bir arkadaş" - nathaniel hawthorne
- eşanlamlı:
- kaygılı ,
- anlayışlı
2. Mentally upset over possible misfortune or danger etc
- "Apprehensive about her job"
- "Not used to a city and worried about small things"
- "Felt apprehensive about the consequences"
- synonym:
- apprehensive ,
- worried
2. Olası talihsizlik veya tehlike vb
- "İşini merak ediyor"
- "Bir şehre alışkın değilim ve küçük şeyler için endişelenmiyorum"
- "Sonuçlar hakkında endişeli"
- eşanlamlı:
- kaygılı ,
- endişeli
3. In fear or dread of possible evil or harm
- "Apprehensive for one's life"
- "Apprehensive of danger"
- synonym:
- apprehensive
3. Olası kötülük veya zarardan korkmak veya korkmak
- "Birinin hayatı için endişeli"
- "Tehlikeden korkan"
- eşanlamlı:
- kaygılı
Examples of using
Tom seems apprehensive.
Tom endişeli görünüyor.
Tom looks apprehensive.
Tom endişeli görünüyor.
She was apprehensive about receiving criticism of her performance.
O, performansı ile ilgili eleştiri alma hakkında endişeli.