Translation meaning & definition of the word "apply" into Turkish language
Türk diline "uygula" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Apply
[Uygulamak]/əplaɪ/
verb
1. Put into service
- Make work or employ for a particular purpose or for its inherent or natural purpose
- "Use your head!"
- "We only use spanish at home"
- "I can't use this tool"
- "Apply a magnetic field here"
- "This thinking was applied to many projects"
- "How do you utilize this tool?"
- "I apply this rule to get good results"
- "Use the plastic bags to store the food"
- "He doesn't know how to use a computer"
- synonym:
- use ,
- utilize ,
- utilise ,
- apply ,
- employ
1. Hizmete sunmak
- Belirli bir amaç için veya doğal veya doğal amacı için çalışmak veya istihdam etmek
- "Kafanı kullan!"
- "İspanyolca'yı sadece evde kullanıyoruz"
- "Bu aracı kullanamıyorum"
- "Buraya bir manyetik alan uygulayın"
- "Bu düşünce birçok projeye uygulandı"
- "Bu aracı nasıl kullanıyorsunuz?"
- "İyi sonuçlar almak için bu kuralı uyguluyorum"
- "Yiyecekleri saklamak için plastik torbaları kullanın"
- "Bilgisayar kullanmayı bilmiyor"
- eşanlamlı:
- kullanma ,
- kullanmak ,
- uygulamak ,
- görevlendirmek
2. Be pertinent or relevant or applicable
- "The same laws apply to you!"
- "This theory holds for all irrational numbers"
- "The same rules go for everyone"
- synonym:
- apply ,
- hold ,
- go for
2. İlgili veya alakalı veya uygulanabilir olun
- "Aynı yasalar sizin için de geçerlidir!"
- "Bu teori tüm irrasyonel sayılar için geçerlidir"
- "Aynı kurallar herkes için geçerli"
- eşanlamlı:
- uygulamak ,
- tutma ,
- almaya gitmek
3. Ask (for something)
- "He applied for a leave of absence"
- "She applied for college"
- "Apply for a job"
- synonym:
- apply
3. Sor (bir şey için)
- "Olmayan izni için başvurdu"
- "Üniversiteye başvurdu"
- "İş başvurusu yap"
- eşanlamlı:
- uygulamak
4. Apply to a surface
- "She applied paint to the back of the house"
- "Put on make-up!"
- synonym:
- put on ,
- apply
4. Yüzeye çıkarmak
- "Evinin arkasına boya uyguladı"
- "Makyajınızı kesin!"
- eşanlamlı:
- takınmak ,
- uygulamak
5. Be applicable to
- As to an analysis
- "This theory lends itself well to our new data"
- synonym:
- lend oneself ,
- apply
5. Uygulanabilir olmak
- Bir analize gelince
- "Bu teori yeni verilerimize kendini iyi borç veriyor"
- eşanlamlı:
- kendini vermek ,
- uygulamak
6. Give or convey physically
- "She gave him first aid"
- "I gave him a punch in the nose"
- synonym:
- give ,
- apply
6. Fiziksel olarak verin veya iletin
- "Ona i̇lk yardım'ı verdi"
- "Ona burnuna bir yumruk attım"
- eşanlamlı:
- vermek ,
- uygulamak
7. Avail oneself to
- "Apply a principle"
- "Practice a religion"
- "Use care when going down the stairs"
- "Use your common sense"
- "Practice non-violent resistance"
- synonym:
- practice ,
- apply ,
- use
7. Yararına olmak
- "Bir ilke uygulayın"
- "Bir dini uygulamak"
- "Merdivenlerden inerken dikkatli ol"
- "Sağduyunu kullan"
- "Şiddet içermeyen direniş uygulaması"
- eşanlamlı:
- pratik ,
- uygulamak ,
- kullanma
8. Ensure observance of laws and rules
- "Apply the rules to everyone"
- synonym:
- enforce ,
- implement ,
- apply
8. Kanunlara ve kurallara uyulmasını sağlamak
- "Kuralları herkese uygulayın"
- eşanlamlı:
- zorlamak ,
- uygulamak
9. Refer (a word or name) to a person or thing
- "He applied this racial slur to me!"
- synonym:
- apply
9. Bir kişiye veya şeye bakın (bir kelime veya isim)
- "Bu ırksal sluru bana uyguladı!"
- eşanlamlı:
- uygulamak
10. Apply oneself to
- "Please apply yourself to your homework"
- synonym:
- apply
10. Kendini uygulamak
- "Lütfen ödevinize kendinizi uygulayın"
- eşanlamlı:
- uygulamak
Examples of using
I think you should apply for a job at the Australian embassy.
Avustralya büyük elçiliğinde bir işe başvurman gerektiğini düşünüyorum.
I don't speak French well enough to apply for that job.
O işe başvurmak için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşmuyorum.
Now's the time to apply.
Şimdi uygulama zamanı.