Translation meaning & definition of the word "appear" into Turkish language

verb

1. Give a certain impression or have a certain outward aspect

• "She seems to be sleeping"

• "This appears to be a very difficult problem"

• "This project looks fishy"

• "They appeared like people who had not eaten or slept for a long time"

synonym:
• look
,
• appear
,
• seem

1. Belirli bir izlenim verin veya belirli bir dış görünüme sahip olun

• "Uyuyor gibi görünüyor"

• "Bu çok zor bir sorun gibi görünüyor"

• "Bu proje balıksı görünüyor"

• "Uzun süredir yemek yemeyen veya uyumayan insanlar gibi görünüyorlardı"

eşanlamlı:
• bakmak
,
• görünmek

2. Come into sight or view

• "He suddenly appeared at the wedding"

• "A new star appeared on the horizon"

synonym:
• appear

2. Görün veya görün

• "Nikâhta birden ortaya çıktı"

• "Ufukta yeni bir yıldız belirdi"

eşanlamlı:
• görünmek

3. Be issued or published

• "Did your latest book appear yet?"

• "The new woody allen film hasn't come out yet"

synonym:
• appear
,
• come out

3. Yayınlanacak veya yayınlanacaktır

• "Son kitabınız henüz çıkmadı mı?"

• "Yeni woody allen filmi henüz çıkmadı"

eşanlamlı:
• görünmek
,
• çıkmak

4. Seem to be true, probable, or apparent

• "It seems that he is very gifted"

• "It appears that the weather in california is very bad"

synonym:
• appear
,
• seem

4. Doğru, olası veya açık gibi görünüyor

• "Çok yetenekli gibi görünüyor"

• "Kaliforniya'da hava çok kötü görünüyor"

eşanlamlı:
• görünmek

5. Come into being or existence, or appear on the scene

• "Then the computer came along and changed our lives"

• "Homo sapiens appeared millions of years ago"

synonym:
• appear
,
• come along

5. Var olun ya da var olun ya da sahneye çıkın

• "Bilgisayar geldi ve hayatımızı değiştirdi"

• "Homo sapiens milyonlarca yıl önce ortaya çıktı"

eşanlamlı:
• görünmek
,
• birlikte gelmek

6. Appear as a character on stage or appear in a play, etc.

• "Gielgud appears briefly in this movie"

• "She appeared in `hamlet' on the london stage"

synonym:
• appear

6. Sahnede bir karakter olarak görünün veya bir oyunda görünün, vb.

• "Gielgud bu filmde kısaca görünür"

• "Londra sahnesinde `hamlet' 'da yer aldı"

eşanlamlı:
• görünmek

7. Present oneself formally, as before a (judicial) authority

• "He had to appear in court last month"

• "She appeared on several charges of theft"

synonym:
• appear

7. Kendini resmi olarak, daha önce olduğu gibi (yargısal) bir otorite olarak sun

• "Geçen ay mahkemeye çıkması gerekiyordu"

• "Çok sayıda hırsızlık suçlamasıyla ortaya çıktı"

eşanlamlı:
• görünmek

Examples of using

They appear dead.

Onlar ölü görünüyorlar.

Tom doesn't appear to be very religious.

Tom çok dindar gibi gözükmüyor.

Tom doesn't want to appear weak.

Tom zayıf görünmek istemez.

Tom didn't appear to recognize Mary.

Tom Mary'yi tanıyor gibi görünmüyordu.

What do I do if my luggage doesn't appear after I get off the plane?

Ben uçaktan indikten sonra benim bagajım görünmüyorsa ne yaparım?

If your spouse is a politician, then likely your name will also appear in the newspaper from time to time.

Eşiniz bir politikacı ise, öyleyse muhtemelen sizin adınız da zaman zaman gazetede görünecektir.

Under a microscope, some viruses appear quite beautiful.

Mikroskop altında, bazı virüsler oldukça güzel görünür.

His novels also appear in French.

Romanları Fransızca olarak da yayınlanmaktadır.

She didn't appear to recognize me.

O beni tanımış gibi görünmüyordu.

She failed to appear.

Görünen o ki kız başarısız oldu.

Their view of life may appear strange.

Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

He was summoned to appear in court.

Mahkemeye çağrıldı.

He did not appear until about noon.

Yaklaşık öğleye kadar görünmedi.

He doesn't appear to be wise, does he?

O, bilge görünmüyor, değil mi?

He did not appear at all, which made her very uneasy.

O hiç gözükmedi, bu onu huzursuz etti.

Star began to appear in the sky.

Yıldız gökyüzünde görünmeye başladı.

You have to appear in person.

Bizzat görünmek zorundasın.

He did not appear until late at night.

Gece geç saatlere kadar görünmedi.

His new book will appear next month.

Onun yeni kitabı gelecek ay çıkacak.

His novels also appear in English and French.

Onun romanları İngilizce ve Fransızca olarak da yayınlanır.