Translation meaning & definition of the word "apart" into Turkish language
Türk diline "apart" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Apart
[Ayrı]/əpɑrt/
adjective
1. Remote and separate physically or socially
- "Existed over the centuries as a world apart"
- "Preserved because they inhabited a place apart"- w.h.hudson
- "Tiny isolated villages remote from centers of civilization"
- "An obscure village"
- synonym:
- apart(p) ,
- isolated ,
- obscure
1. Fiziksel veya sosyal olarak uzak ve ayrı
- "Yüzyıllar boyunca ayrı bir dünya olarak var oldu"
- "Ayrı bir yerde yaşadıkları için korundular"- w.h.hudson
- "Medeniyet merkezlerinden uzak küçük izole köyler"
- "Belirsiz bir köy"
- eşanlamlı:
- apart(p) ,
- izole edilmiş ,
- belirsiz
2. Having characteristics not shared by others
- "Scientists felt they were a group apart"- vannever bush
- synonym:
- apart(p)
2. Başkaları tarafından paylaşılmayan özelliklere sahip olmak
- "Bilim adamları ayrı bir grup olduklarını hissettiler" - vannever bush
- eşanlamlı:
- apart(p)
adverb
1. Separated or at a distance in place or position or time
- "These towns are many miles apart"
- "Stood with his legs apart"
- "Born two years apart"
- synonym:
- apart
1. Ayrılmış veya yerinde veya pozisyonda veya zamanda bir mesafede
- "Bu şehirler kilometrelerce uzakta"
- "Bacakları ayrı kaldı"
- "Iki yıl arayla doğmuş"
- eşanlamlı:
- ayrı
2. Not taken into account or excluded from consideration
- "These problems apart, the country is doing well"
- "All joking aside, i think you're crazy"
- synonym:
- apart ,
- aside
2. Dikkate alınmaz veya dikkate alınmaz
- "Bu sorunlar ayrı, ülke iyi gidiyor"
- "Hepsi şaka bir yana, bence sen delisin"
- eşanlamlı:
- ayrı
3. Away from another or others
- "They grew apart over the years"
- "Kept apart from the group out of shyness"
- "Decided to live apart"
- synonym:
- apart
3. Başkasından veya başkasından uzak
- "Yıllar içinde ayrı büyüdüler"
- "Gruptan utangaçlıktan ayrı tutuldu"
- "Ayrı yaşamaya karar verdim"
- eşanlamlı:
- ayrı
4. Placed or kept separate and distinct as for a purpose
- "Had a feeling of being set apart"
- "Quality sets it apart"
- "A day set aside for relaxing"
- synonym:
- aside ,
- apart
4. Bir amaç için ayrı veya ayrı tutulur
- "Ayrılmışlık hissi vardı"
- "Kalite onu ayırır"
- "Dinlenmek için ayrılmış bir gün"
- eşanlamlı:
- ayrı
5. One from the other
- "People can't tell the twins apart"
- synonym:
- apart
5. Biri diğerinden
- "İnsanlar ikizleri birbirinden ayıramaz"
- eşanlamlı:
- ayrı
6. Into parts or pieces
- "He took his father's watch apart"
- "Split apart"
- "Torn asunder"
- synonym:
- apart ,
- asunder
6. Parçalara veya parçalara
- "Babasının saatini ayırdı"
- "Parçala" diye bölüş"
- "Yırtık asunder"
- eşanlamlı:
- ayrı ,
- aklamak
Examples of using
Jokes apart!
Şaka bir yana!
Take it apart if necessary.
Gerekirse onu sök.
How do you tell them apart?
Onları birbirinden nasıl ayırıyorsun?