Translation meaning & definition of the word "animal" into Turkish language

noun

1. A living organism characterized by voluntary movement

synonym:
• animal
,
• animate being
,
• beast
,
• brute
,
• creature
,
• fauna

1. Gönüllü hareket ile karakterize edilen canlı bir organizma

eşanlamlı:
• hayvan
,
• var oluşunu canlandırmak
,
• vahşi
,
• yaratık
,
• fauna

adjective

1. Marked by the appetites and passions of the body

• "Animal instincts"

• "Carnal knowledge"

• "Fleshly desire"

• "A sensual delight in eating"

• "Music is the only sensual pleasure without vice"

synonym:
• animal(a)
,
• carnal
,
• fleshly
,
• sensual

1. Vücudun iştahı ve tutkuları ile işaretlenir

• "Hayvan içgüdüsü"

• "Karnal bilgi"

• "Bedensel arzu"

• "Yemekte şehvetli bir zevk"

• "Müzik, yardımcısı olmayan tek şehvetli zevktir"

eşanlamlı:
• hayvan(a)
,
• bedensel
,
• duygusal

Examples of using

Tom is an expert on animal behavior.

Tom hayvan davranışları konusunda bir uzmandır.

Tom is an animal.

Tom bir hayvan.

You're an animal.

Sen bir hayvansın.

He's an animal.

O bir hayvan.

The cheetah is the fastest animal.

Çita en hızlı hayvandır.

Tom is a party animal.

Tom çok sık partilere gider.

She was bitten by a wild animal.

Vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

Man is the only animal subject to becoming an imbecile.

İnsan embesil olmaya maruz kalan tek hayvandır.

A tiger is a very ferocious kind of animal.

Kaplan, çok vahşi bir hayvan türüdür.

Tom is employed as an animal trainer.

Tom bir hayvan eğiticisi olarak işe alındı.

They're against animal abuse.

Onlar hayvanların yanlış kullanılmasına karşılar.

What do you want? I want an animal.

Ne istiyorsun? Bir hayvan istiyorum.

A lion is an animal.

Bir aslan, bir hayvandır.

A large animal fled from the zoo.

Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.

They saw a strange animal there.

Onlar orada tuhaf bir hayvan gördüler.

They saw a strange animal there.

Onlar burada garip bir hayvan gördü.

He's a party animal.

O, bir parti düşkünüdür.

He set a trap to catch the animal.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

He knows almost nothing about that animal.

O, o hayvan hakkında neredeyse bir şey bilmiyor.

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment.

İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.