Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "angle" into Turkish language

Türk diline "açı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Angle

[Köşe]
/æŋgəl/

noun

1. The space between two lines or planes that intersect

  • The inclination of one line to another
  • Measured in degrees or radians
    synonym:
  • angle

1. Kesişen iki çizgi veya düzlem arasındaki boşluk

  • Bir çizginin diğerine eğimi
  • Derece veya radyan cinsinden ölçülür
    eşanlamlı:
  • açı

2. A biased way of looking at or presenting something

    synonym:
  • slant
  • ,
  • angle

2. Bir şeye bakmanın veya sunmanın önyargılı bir yolu

    eşanlamlı:
  • eğim
  • ,
  • açı

3. A member of a germanic people who conquered england and merged with the saxons and jutes to become anglo-saxons

    synonym:
  • Angle

3. İngiltere'yi fetheden ve saksonlar ve jütlerle birleşerek anglo-saksonlar olan bir cermen halkının bir üyesi

    eşanlamlı:
  • Köşe

verb

1. Move or proceed at an angle

  • "He angled his way into the room"
    synonym:
  • angle

1. Bir açıyla hareket edin veya ilerleyin

  • "Odaya girdi"
    eşanlamlı:
  • açı

2. To incline or bend from a vertical position

  • "She leaned over the banister"
    synonym:
  • lean
  • ,
  • tilt
  • ,
  • tip
  • ,
  • slant
  • ,
  • angle

2. Dikey bir konumdan eğmek veya bükmek

  • "Şaşkınlığın üzerine eğildi"
    eşanlamlı:
  • yalın
  • ,
  • eğim
  • ,
  • tip
  • ,
  • açı

3. Seek indirectly

  • "Fish for compliments"
    synonym:
  • fish
  • ,
  • angle

3. Dolaylı olarak aramak

  • "Bilgiler için balık"
    eşanlamlı:
  • fish
  • ,
  • açı

4. Fish with a hook

    synonym:
  • angle

4. Kancalı balık

    eşanlamlı:
  • açı

5. Present with a bias

  • "He biased his presentation so as to please the share holders"
    synonym:
  • slant
  • ,
  • angle
  • ,
  • weight

5. Önyargılı olmak

  • "Paylaşım sahiplerini memnun etmek için sunumunu önyargılı hale getirdi"
    eşanlamlı:
  • eğim
  • ,
  • açı
  • ,
  • ağırlık

Examples of using

See things from every angle.
Olayları her açıdan gör.
The angle would be too narrow.
Açı çok dar olurdu.
The roof declines at a sharp angle.
Çatı keskin bir açıyla eğimlidir.