Translation meaning & definition of the word "analysis" into Turkish language

noun

1. An investigation of the component parts of a whole and their relations in making up the whole

synonym:
• analysis

1. Bir bütünün bileşen parçalarının ve bunların bütünü oluşturmadaki ilişkilerinin araştırılması

eşanlamlı:
• analiz

2. The abstract separation of a whole into its constituent parts in order to study the parts and their relations

synonym:
• analysis
,
• analytic thinking

2. Parçaları ve ilişkilerini incelemek için bir bütünün kurucu parçalarına soyut olarak ayrılması

eşanlamlı:
• analiz
,
• analitik düşünce

3. A form of literary criticism in which the structure of a piece of writing is analyzed

synonym:
• analysis

3. Bir yazı parçasının yapısının analiz edildiği bir edebi eleştiri biçimi

eşanlamlı:
• analiz

4. The use of closed-class words instead of inflections: e.g., `the father of the bride' instead of `the bride's father'

synonym:
• analysis

4. Çekim yerine kapalı sınıf kelimelerin kullanılması: örn. gelinin babası yerine gelinin babası'

eşanlamlı:
• analiz

5. A branch of mathematics involving calculus and the theory of limits

• Sequences and series and integration and differentiation

synonym:
• analysis

5. Matematik ve limitler teorisini içeren bir matematik dalı

• Diziler ve seriler ve entegrasyon ve farklılaşma

eşanlamlı:
• analiz

6. A set of techniques for exploring underlying motives and a method of treating various mental disorders

• Based on the theories of sigmund freud

• "His physician recommended psychoanalysis"

synonym:
• psychoanalysis
,
• analysis
,
• depth psychology

6. Altta yatan nedenleri araştırmak için bir dizi teknik ve çeşitli zihinsel bozuklukları tedavi etme yöntemi

• Sigmund freud'un teorilerine dayanarak

• "Doktoru psikanalizi önerdi"

eşanlamlı:
• psikanaliz
,
• analiz
,
• derinlik psikolojisi

Examples of using

She maintains that her analysis is correct.

O, analizinin doğru olduğuna ısrar ediyor.

Modern DNA analysis has exonerated many people on death row in the US.

Modern DNA analizleri, ABD'de birçok kişiyi temize çıkardı.

Your analysis of the situation is accurate.

Sizin durum analiziniz doğrudur.

In the last analysis, methods don't educate children; people do.

Son analizlerde, metotlar çocukları eğitmezler; insanlar eğitir.

His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.

Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.