Translation meaning & definition of the word "ample" into Turkish language
Türk diline "örnek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Ample
[Geniş]/æmpəl/
adjective
1. More than enough in size or scope or capacity
- "Had ample food for the party"
- "An ample supply"
- synonym:
- ample
1. Boyut, kapsam veya kapasite bakımından fazlasıyla yeterli
- "Parti için bol miktarda yiyecek vardı"
- "Genel bir tedarik"
- eşanlamlı:
- geniş
2. Affording an abundant supply
- "Had ample food for the party"
- "Copious provisions"
- "Food is plentiful"
- "A plenteous grape harvest"
- "A rich supply"
- synonym:
- ample ,
- copious ,
- plenteous ,
- plentiful ,
- rich
2. Bol miktarda tedarik sağlamak
- "Parti için bol miktarda yiyecek vardı"
- "Copy erweets"
- "Yemek bol" demek"
- "Çok yağlı bir üzüm hasadı"
- "Zengin bir kaynak"
- eşanlamlı:
- geniş ,
- bereketli ,
- zengin
3. Fairly large
- "A sizable fortune"
- "An ample waistline"
- "Of ample proportions"
- synonym:
- ample ,
- sizable ,
- sizeable
3. Oldukça büyük
- "Büyük bir servet"
- "Genel bir bel"
- "Geniş oranlarda"
- eşanlamlı:
- geniş ,
- büyükçe
Examples of using
Why do you keep saying there's ample time?
Niçin bol zaman olduğunu söylemeyi sürdürüyorsun?
We have ample food.
Bol miktarda yiyeceğimiz var.