Translation meaning & definition of the word "amount" into Turkish language
Türk diline "miktar" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Amount
[Miktar]/əmaʊnt/
noun
1. A quantity of money
- "He borrowed a large sum"
- "The amount he had in cash was insufficient"
- synonym:
- sum ,
- sum of money ,
- amount ,
- amount of money
1. Bir miktar para
- "Büyük bir miktar ödünç aldı"
- "Para tutarı yetersizdi"
- eşanlamlı:
- toplam ,
- para miktarı ,
- miktar
2. The relative magnitude of something with reference to a criterion
- "An adequate amount of food for four people"
- synonym:
- amount
2. Bir kritere referans olan bir şeyin göreceli büyüklüğü
- "Dört kişi için yeterli miktarda yiyecek"
- eşanlamlı:
- miktar
3. How much there is or how many there are of something that you can quantify
- synonym:
- measure ,
- quantity ,
- amount
3. Ölçebileceğiniz bir şeyin ne kadarı veya kaçı var
- eşanlamlı:
- ölçmek ,
- miktar
4. A quantity obtained by the addition of a group of numbers
- synonym:
- sum ,
- amount ,
- total
4. Bir sayı grubunun eklenmesiyle elde edilen bir nicelik
- eşanlamlı:
- toplam ,
- miktar
verb
1. Be tantamount or equivalent to
- "Her action amounted to a rebellion"
- synonym:
- amount
1. Eşdeğer veya eşdeğer olmak
- "Onun eylemi bir isyan anlamına gelir"
- eşanlamlı:
- miktar
2. Add up in number or quantity
- "The bills amounted to $2,000"
- "The bill came to $2,000"
- synonym:
- total ,
- number ,
- add up ,
- come ,
- amount
2. Sayı veya miktar olarak ekleyin
- "Tasarımlar $2.000 olarak gerçekleşti"
- "Tasarım $2.000'e geldi"
- eşanlamlı:
- toplam ,
- numara ,
- toplamak ,
- gelmek ,
- miktar
3. Develop into
- "This idea will never amount to anything"
- "Nothing came of his grandiose plans"
- synonym:
- come ,
- add up ,
- amount
3. Gelişmek
- "Bu fikir hiçbir zaman bir şey ifade etmez"
- "Büyük planlarından hiçbir şey çıkmadı"
- eşanlamlı:
- gelmek ,
- toplamak ,
- miktar
Examples of using
Tom did what he could in the short amount of time he had.
Tom sahip olduğu kısa zamanda yapabileceğini yaptı.
My knowledge of French doesn't amount to much.
Fransızca bilgim çok fazla bir yekün tutmaz.
What does the bill amount to?
Fatura ne kadar tutuyor?