Translation meaning & definition of the word "alibi" into Turkish language
Türk diline "alibi" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Alibi
[Gerekçe]/æləbaɪ/
noun
1. (law) a defense by an accused person purporting to show that he or she could not have committed the crime in question
- synonym:
- alibi
1. (hukuk) suçlanan bir kişinin, söz konusu suçu işleyemeyeceğini gösterdiğini iddia eden bir savunma
- eşanlamlı:
- gerekçe
2. A defense of some offensive behavior or some failure to keep a promise etc.
- "He kept finding excuses to stay"
- "Every day he had a new alibi for not getting a job"
- "His transparent self-justification was unacceptable"
- synonym:
- excuse ,
- alibi ,
- exculpation ,
- self-justification
2. Bazı saldırgan davranışların savunulması veya bir sözü tutmama vb.
- "Kalmak için bahaneler bulmaya devam etti"
- "Her gün iş bulamadığı için yeni bir mazereti vardı"
- "Onun şeffaf öz-adalet kabul edilemezdi"
- eşanlamlı:
- özür ,
- gerekçe ,
- aklama ,
- kendini haklı çıkarma
verb
1. Exonerate by means of an alibi
- synonym:
- alibi
1. Mazeretle temize çıkarmak
- eşanlamlı:
- gerekçe
Examples of using
Do you have an alibi?
Bir mazeretin var mı?
Tom doesn't exactly have an airtight alibi.
Tom'un tam olarak kaçar yolu olmayan bir mazareti yok.
Tom has the perfect alibi.
Tom'un mükemmel bir mazereti var.