Translation meaning & definition of the word "album" into Turkish language

noun

1. One or more recordings issued together

• Originally released on 12-inch phonograph records (usually with attractive record covers) and later on cassette audiotape and compact disc

synonym:
• album
,
• record album

1. Bir veya daha fazla kayıt birlikte yayınlandı

• Başlangıçta 12 inç fonograf kayıtlarında (genellikle çekici kayıt kapaklarıyla) ve daha sonra kaset ses bandı ve kompakt diskte yayınlandı

eşanlamlı:
• albüm

2. A book of blank pages with pockets or envelopes

• For organizing photographs or stamp collections etc

synonym:
• album

2. Cepleri veya zarfları olan boş sayfalardan oluşan bir kitap

• Fotoğraf veya pul koleksiyonları vb. düzenlemek için

eşanlamlı:
• albüm

Examples of using

Tom reached into the cardboard box and pulled out a photo album.

Tom karton kutuya uzandı ve bir fotoğraf albümü çıkardı.

He gave me an album as a birthday present.

Doğum günü hediyesi olarak bana bir albüm verdi.

Would you please show me your photo album?

Lütfen bana fotoğraf albümünü gösterir misin?

This is Tom's photo album.

Bu Tom'un fotoğraf albümü.

Tom showed his photo album to Mary.

Tom Mary'ye fotoğraf albümünü gösterdi.

Tom made me look through his photo album.

Tom bana fotoğraf albümüne baktırdı.

What's your favorite song on this album?

Bu albümdeki favori şarkın nedir?

What's your favorite Rolling Stones album?

Favori Rolling Stone albümünüz nedir?

This is Carrie Underwood's latest album.

Bu, Carrie Underwood'un en son albümüdür.

Here is their photo album.

İşte onların fotoğraf albümü.

That album reminds me of the school happy days.

Bu albüm mutlu okul günlerimi hatırlatıyor.

Selena Gomez's second album hit Billboard Magazine's top two hundred albums chart at number four.

Selena Gomez'in ikinci albümü Billboard Magazine'in top iki yüz albüm tablosunda dört numaraya yerleşti.

My album is here.

Benim albümüm burada.

The Steve Miller Band released a new album in June of 2010.

Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.

She showed me his album.

O, bana albümünü gösterdi.

She showed her album to me.

O, albümünü bana gösterdi.

She bought an album for me.

O, benim için bir albüm satın aldı.

She showed me her album.

O, bana albümünü gösterdi.

He showed his photograph album to me.

Bana fotoğraf albümünü gösterdi.

He showed me his photograph album.

Bana fotoğraf albümünü gösterdi.