Translation meaning & definition of the word "addition" into Turkish language

noun

1. A component that is added to something to improve it

• "The addition of a bathroom was a major improvement"

• "The addition of cinnamon improved the flavor"

synonym:
• addition
,
• add-on
,
• improver

1. Onu geliştirmek için bir şeye eklenen bir bileşen

• "Banyonun eklenmesi büyük bir gelişmeydi"

• "Tarçın ilavesi lezzeti geliştirdi"

eşanlamlı:
• ekleme
,
• eklenti
,
• düzeltici

2. The act of adding one thing to another

• "The addition of flowers created a pleasing effect"

• "The addition of a leap day every four years"

synonym:
• addition

2. Bir şeyi diğerine ekleme eylemi

• "Çiçeklerin eklenmesi hoş bir etki yarattı"

• "Her dört yılda bir artık gün eklenmesi"

eşanlamlı:
• ekleme

3. A quantity that is added

• "There was an addition to property taxes this year"

• "They recorded the cattle's gain in weight over a period of weeks"

synonym:
• addition
,
• increase
,
• gain

3. Eklenen bir miktar

• "Bu yıl emlak vergilerine bir ek vardı"

• "Sığırların kilo alımını haftalar boyunca kaydettiler"

eşanlamlı:
• ekleme
,
• artırmak
,
• kazanç

4. Something added to what you already have

• "The librarian shelved the new accessions"

• "He was a new addition to the staff"

synonym:
• accession
,
• addition

4. Zaten sahip olduklarınıza bir şey eklendi

• "Kütüphaneci yeni katılımları rafa kaldırdı"

• "Personele yeni bir katkıydı"

eşanlamlı:
• katılım
,
• ekleme

5. A suburban area laid out in streets and lots for a future residential area

synonym:
• addition

5. Gelecekteki bir yerleşim alanı için sokaklarda ve arsalarda bir banliyö alanı ortaya koydu

eşanlamlı:
• ekleme

6. The arithmetic operation of summing

• Calculating the sum of two or more numbers

• "The summation of four and three gives seven"

• "Four plus three equals seven"

synonym:
• summation
,
• addition
,
• plus

6. Toplama aritmetik işlemi

• İki veya daha fazla sayının toplamını hesaplamak

• "Dört ve üç toplamı yedi verir"

• "Dört artı üç eşittir yedi"

eşanlamlı:
• özetleme
,
• ekleme
,
• artı

Examples of using

In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.

İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.

In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.

Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.

I had to pay 5 dollars in addition.

İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.

In addition to being a doctor, he is a writer.

Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.

It is possible for us to do addition very quickly.

Çok çabuk bir şekilde ilave yapmamız mümkündür.

He has some income in addition to his salary.

Maaşına ek olarak biraz geliri var.

I like addition but not subtraction.

Toplamayı severim ama çıkarmayı değil.

I study French in addition to English.

İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum.

I want to study German in addition to English.

İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum.

My boy can't do addition properly yet.

Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

In addition, I have to interview a professor.

Ayrıca , bir profesörle görüşmeliyim.

I paid five dollars in addition.

Ek olarak beş dolar ödedim.

In addition to English, he speaks German.

İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.

In addition to English, he can speak French.

İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir.

We are expecting an addition to our family.

Ailemize bir katılım bekliyoruz.

It was cold, and in addition, it was windy.

Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı.